İzmir’de su krizi derinleşiyor: Çevrecilerden çamlı barajı ve altın madeni uyarısı

EGEÇEP, İzmir’in içme suyu ihtiyacını karşılaması planlanan Çamlı Barajı’nın bir an önce inşa edilmesi ve bu projeye engel olduğu belirtilen Efemçukuru Altın Madeni’nin derhal kapatılması çağrısında bulundu.

“Tahtalı Barajı da kritik eşikte, Gördes kurudu”

İZSU’nun son açıklamasına göre, İzmir’in su kaynakları alarm veriyor. Gördes Barajı tamamen kururken, kentin en büyük içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı da kritik eşikte. İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, “Tahtalı’yı da kaybedersek İzmir’in içme suyu arzında ciddi sıkıntı yaşanır” diyerek, yurttaşlara suyu tasarruflu kullanma çağrısı yaptı.

Öte yandan su krizine ilişkin tartışmalar, sanayiye tahsis edilen su kaynaklarıyla daha da alevlendi. Aliağa’daki Petkim’e tahsisli olan Güzelhisar Barajı’nın dolu olduğu, ancak insani su tüketimi için kullanılmadığı iddiaları gündeme geldi. Petkim ise yaptığı açıklamada, barajdan İZSU’nun talebi üzerine son 12 günde 350 bin metreküp su verildiğini duyurdu.

EGEÇEP: “Çamlı Barajı yapılamıyor çünkü maden engel oluyor”

EGEÇEP’in açıklamasında, İzmir’in su krizinin temelinde Efemçukuru Altın Madeni’nin olduğu açıkça ifade edildi. Madencilik faaliyetlerinin, yapılması planlanan Çamlı Barajı’nın dere mutlak koruma alanında sürdürüldüğü ve bu nedenle baraj projesine bir türlü ÇED olumlu raporu verilmediği belirtildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Altın madeni, İzmir’in su geleceği açısından stratejik önemdeki Çamlı Barajı’nın yapılmasını fiilen engellemektedir. Çünkü baraj yapılırsa, madenin yarattığı ağır metal kirliliği baraj suyu ile karışacak. Bilimsel raporlar bunu açıkça ortaya koymuştur. Ancak buna rağmen hiçbir siyasi irade madenin kapatılması gerektiğini dillendirmemektedir.”

“İzmir’in suyu başka havzadan taşınıyor, faturası vatandaşa kesiliyor”

EGEÇEP, madenin faaliyetlerine devam ettiği sürece Çamlı Barajı’nın hayata geçirilemeyeceğine dikkat çekerek, İzmir’in su ihtiyacının bu nedenle yetersiz kalan Gördes Barajı üzerinden karşılanmaya çalışıldığını belirtti. Bu durumun hem sürdürülemez hem de adaletsiz olduğuna vurgu yapıldı:

“İzmirliler, ulaşamadan boşa akan suyun bedelini ödüyor. Bu nedenle de faturalar kabarıyor.”

“Öncelik halkın su hakkıdır”

EGEÇEP, merkezi ve yerel yönetimlere seslenerek, 10 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan SU TAHSİSLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK’in 7. maddesini hatırlattı. İlgili maddede, su kullanımında önceliğin içme ve kullanma suyu olduğuna dikkat çekilerek, mevcut tahsislerin gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı.

“Sanayi ya da madencilik faaliyetlerine su tahsisi yapılmadan önce halkın içme suyu hakkı gözetilmelidir. Su bir insan hakkıdır, ticari kazanç uğruna riske atılamaz.”

Sonuç: Kriz derinleşmeden çözüm şart

İzmir’in su krizi her geçen gün daha karmaşık hale gelirken, EGEÇEP’in çağrısı çevre ve halk sağlığı açısından kritik bir uyarı niteliği taşıyor. Çevreciler, bir yandan sürdürülebilir çözümler için Çamlı Barajı projesinin önünün açılmasını isterken, diğer yandan çevreye ve su kaynaklarına zarar verdiği belirtilen altın madenciliğine karşı net bir tutum bekliyor. İzmir kamuoyu ise, bu krizin siyasi hesaplara değil, bilime ve kamusal faydaya göre çözülmesini talep ediyor.

-İZ GAZETE