EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Büyümede süreklilik son derece önemlidir. Ancak büyümenin yüksek enflasyon ve yüksek cari açık ile gerçekleşmesi, gelecek dönemler için büyüme beklentileri açısından risk oluşturmaktadır” dedi.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Büyümede süreklilik son derece
önemlidir. Ancak büyümenin yüksek enflasyon ve yüksek cari açık ile gerçekleşmesi,
gelecek dönemler için büyüme beklentileri açısından risk oluşturmaktadır” dedi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, 2023
yılı ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendirdi.
Ekonominin son dört çeyrektir büyümesinin sevindirici olduğunu, ancak söz konusu
büyümenin önceki dört çeyrekteki yüzde 8,2’lik büyümenin oldukça gerisinde
kaldığını belirten Başkan Yorgancılar, “Türkiye, yılın ikinci çeyreğini yoğunlaşmış
seçim konjonktüründe yaşamıştır. Seçimlerin yanında ekonomik birimlerin seçimler
sonrasına ilişkin olarak özellikle enflasyon, faiz ve döviz kurlarına yönelik beklentileri
de ekonomik faaliyetleri yoğun olarak etkilemiştir. Nitekim özel tüketimin öne
çekilmesi, kamunun tüketim harcamalarında gaza basması söz konusu olmuştur.
Dolayısıyla yılın ikinci çeyreği olağandan farklı koşulların hüküm sürdüğü,
beklentilerin realize edildiği bir dönem olmuştur. Kuşkusuz dünya ekonomisinde,
özellikle de ihracatımızda ilk sıralarda yer alan ülkelerdeki yavaşlama da büyüme
üzerinde etkili olmuştur. Bu koşullarda Türkiye ekonomisi önceki üç çeyreğe yakın
olarak yüzde 3,8 oranında büyümüştür. Ekonominin son dört çeyrektir ortalama
yüzde 3,8 dolaylarında istikrarlı büyümesi sevindirici olmakla birlikte, bu büyüme
önceki dört çeyrekteki yüzde 8,2’lik büyümenin oldukça gerisinde kalmıştır.
Büyümede süreklilik son derece önemlidir. Ancak büyümenin yüksek enflasyon ve
yüksek cari açık ile gerçekleşmesi, gelecek dönemler için büyüme beklentileri
açısından risk oluşturmaktadır. Tüketimin domine ettiği büyümenin sonuna
gelindiğinin sinyalleri de belirginleşmektedir” dedi.
Yorgancılar, “Büyüme verilerinin detaylarına bakıldığında, yılın ikinci çeyreğinde
büyümeyi üretim yönünden yüzde 6,4 ile hizmetler ve yüzde 6,2 ile inşaat
sektörünün, harcamalar yönünden ise yüzde 15,6 ile özel tüketim ve yüzde 5,3 ile
kamu tüketimi ve yüzde 5,1 ile yatırımların çektiği görülmektedir. Kamu tüketimini
seçimlerin, özel tüketimi fiyat artış beklentilerinin, yatırımları ise kurlardaki artıştan
korunmak amacının öne çektiği anlaşılmaktadır. Türkiye’nin aşırı tüketim ile
büyümesi ve buna bağlı olarak mal ve hizmet ithalatının yüzde 20,3 artarken
ihracatın yüzde 9 gerilemesi, dış kaynak ihtiyacını ve dolayısıyla da kurlar üzerindeki
baskıyı artırıcı bir etki yaratmıştır” diye konuştu.
2023 yılının ikinci çeyreğinde sanayi sektörünün gösterdiği performansın üzücü
olduğunu dile getiren Yorgancılar, “Yoğun belirsizlik ve hatta öngörülemezlik
ortamında sektörün yüzde 2,6 oranında küçülmesi kaçınılmaz bir sonuç olmuştur.
Sanayi sektörü küçülürken, tarım sektörünün de cari nüfus artışının gerisinde sadece
yüzde 1,2 büyüyebilmesi, gıda enflasyonu ve fiyat-ücret-fiyat sarmalı yaratmıştır. Bu
süreçte, TÜİK verilerine göre yılın ikinci çeyreğinde sanayi sektöründe reel brüt
ücretler yüzde 45,5 oranında artarken kişi başına emek verimliliği yüzde 4,2 oranında
gerilemiştir. Böylece sektörde emek maliyeti çok yüksek oranda artmıştır. Yılın ikinci
çeyreğinde sektörde istihdamın sadece binde 8 oranında artması, bu maliyet artışının
doğal bir sonucudur. Bu durumun devam etmesi halinde sanayicimiz daha fazla
sermaye ve teknoloji yoğun üretim tekniklerine yönelecek ve işsizlik artmaya devam
edecektir” ifadesini kullandı.
Son çeyrekte kur artışlarının maliyetlerin altında kalmasının da etkisiyle imalat sanayi
sektörü ihracatında yüzde 5,8’lik bir gerileme yaşandığını belirten Yorgancılar,
“Dolayısıyla sanayi sektörü için yılın ikinci çeyreğini ‘kayıp’ olarak tanımlamak
mümkündür. Yatırımların yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,7; ikinci çeyreğinde ise yüzde
5,1 büyümesi ümit vericidir. Ayrıca yılın ikinci çeyreğinde inşaat yatırımları sadece
yüzde 2,5 oranında büyürken, makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 7,4 gibi yüksek
bir oranda artması, sanayinin mevcut belirsizlik ortamına rağmen üretim kapasitesini
artırmaya çalıştığını ortaya koymaktadır” dedi.
Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğuna dikkat çeken Başkan Yorgancılar, şu ifadeleri
kullandı:
“Ya sanayileşmeyi yeniden önceleyen ve ihracatı güçlendiren bir kulvara, ya da
spekülatif dış kaynak girişiyle zorlanmış, tüketim geçişli büyümeyle artan kırılganlık
kulvarına gireceğiz. Ekonomi politikalarında yapılan değişimler bizi ümitlendirmekle
birlikte bütünsel bir ekonomi programına olan ihtiyaç çok açıktır. Bu çerçevede Eylül
ayında açıklanacak olan yeni orta vadeli programın bizlere hem ümit vermesini, hem
de kılavuzluk yapabilmesini diyoruz. Yolumuz zorlu ve uzun, ancak güçlü ve bütünsel
bir ekonomik program ve ortak akıl ile bu sorunların hepsini aşabileceğimize
inanıyoruz. Zira Kurtuluş Savaşı ve sonrasında başarılanlar, bu ülkenin insanının her
türlü zorluğu aşabilecek toplumsal genetik yapıya ve idealizme sahip olduğunu ortaya
koymuştur.”