Kimya Mühendisleri Odası özellikle eski binaların yakımında ya da tadilatında ortaya çıkan ve kansere neden olan asbest maddesiyle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Kimya Mühendislerinden yapılan açıklamada, “13 Ekim 2021 tarihli ve 31627 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan ‘Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik` 1 Temmuz 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir. Bu yönetmelik binalarda bulunan ve canlı sağlığı açısından son derece tehlikeli olan asbest maddesi hakkında düzenlemeler getirmektedir. Bu kapsamda 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girecek bu yönetmelik uyarınca buradan belediyelere ve diğer yetkili kurumlara çağrı yapmak istiyoruz. Yıkım için ruhsat düzenlenmeden önce asbest envanter çalışması istenilerek binalarda asbest varlığının olup olmadığının belgelenmesi istenmelidir. Asbest varlığının tespiti halinde yıkımdan önce asbestli malzemelerin ayrıştırılması yapılarak yıkıma ancak öyle ruhsat verilmesi sağlanmalıdır” ifadeleri dikkat çekti.
Kimya Mühendisleri Odasının açıklaması şöyle:
13 Ekim 2021 tarihli ve 31627 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan ‘Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik` 1 Temmuz 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir. Bu yönetmelik binalarda bulunan ve canlı sağlığı açısından son derece tehlikeli olan asbest maddesi hakkında düzenlemeler getirmektedir.
Yönetmeliğin Genel İlkeler başlıklı 5. Maddesi 7. Fıkrası uyarınca
‘Yapılardaki, asbest ve benzeri tehlikeli kimyasal içeren imalatlar sökülüp uzaklaştırılmadan ve Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine göre seçici yıkım yapılmadan ana yıkıma geçilemez.` hükmü getirilmektedir.
Yine yönetmelik 15. Maddeye göre yıkım öncesinde asbest ve diğer tehlikeli maddelerin uzaklaştırılmasını sağlayacak seçici yıkım yapılmak zorundadır.
Yönetmeliğin ‘Yıkımda asbest ve diğer tehlikeli atıkların tespiti ve sökümü` başlıklı 16. Maddesine göre de ‘Yıkıma başlanılmadan önce asbestli imalatın var olup olmadığı, varsa asbest içeren imalatlar için asbestin türünü, miktarını ve yerini belirlemeye yönelik envanter çalışması yapılması zorunludur.` ifadesi yer almaktadır.
Ayrıca yıkım ve söküm işlemleri sırasında, 25/1/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmî Gazete`de yayımlanan ‘Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe` de uymak zorunludur.
Asbest maddesi kanserojen özelliğe sahip lifli bir mineraldir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), kanserojen maddeler listesinde asbest maddesini, “kesin kanserojen” tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır. Asbest lifleri kolayca ufalanıp, toz haline gelebilir ve lifler çoğunlukla gözle görülmezler. Asbest lifleri havalandığında, ortamdaki hava akımı çok az olsa bile günlerce havada asılı kalabilirler ve solunduğunda akciğer ve farklı organlarda kansere ve farklı hastalıklara neden olurlar. Asbeste bağlı hastalıklar asbest solunduktan sonra kendini 30-40 yıl sonra bile gösterebilmektedir.
Ülkemizde 1996 yılından 2013 yılına kadar yıllar içinde farklı yönetmeliklerle asbestin üretilmesi ve kullanılması yasaklanmıştır. En son 25/1/2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmî Gazete`de yayımlanan ‘Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğe` göre
– Asbestin her türünün çıkarılması, işlenmesi, satılması ve ithalatı,
– Asbest içeren her türlü ürünün ithalatı ve satılması,
– Asbest ürünlerinin veya asbest ilave edilmiş ürünlerin üretimi ve işlenmesi
yasaktır.
Ancak bu tarihlerden önce maalesef farklı özelliklerinden kaynaklı olarak asbest, binalarda özellikle yalıtım malzemesi olarak birçok alanda kullanılmıştır. Binalarda kullanılan çimentolardan, çatı yalıtım malzemelerine, yer döşemelerinden cephe giydirmelerine kadar birçok yerde asbestli malzemeler kullanılmıştır.
Özellikle belirli bir tarihten önce inşa edilen yapıların birçoğunda asbestli malzeme bulunduğu değerlendirilmektedir. Binaların yıkımı sırasında eğer binada asbest var ise asbest lifleri havaya karışacak ve bölgedeki insanların sağlığı açısından risk teşkil edecektir.
Asbest varlığı halinde asbest uzaklaştırma işlemi yapılırken de söküm personeli ve halkın sağlığını korumak adına gerekli önlemlerin uygulanmasının takip edilmesinin de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı sorumluluğunda olduğunu hatırlatmak isteriz.
Ayrıca halk sağlığı için çok ciddi bir risk teşkil eden asbestten zarar görmemek ve sağlıklarını, çocuklarının geleceğini korumak adına tüm halkımızı da bu konuda bilinçli ve duyarlı olmaya davet ediyoruz.