Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İzmir İl Temsilcisi Tülay Apak, 1 Ekim’de taban maaş haklarını almak için TBMM’ye gideceklerini hatırlatarak, “Sektörde yarım milyona yakın insanız. Kayıt ücretleriyle yüz binlerce lira alıyorlar. Öğretmenin payına düşen ise asgari ücret oluyor. Hatta asgari ücretin altında çalıştırıp, bankaya asgari ücret yatırıp aradaki farkı geri isteyen kurum sahipleri ile çok karşılaştık” dedi.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 1 Ekim’de taban maaş haklarını almak için TBMM’ye gidecek.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası yeni yasama döneminin başlayacağı 1 Ekim 2023’te taban maaş haklarını almak için TBMM’de olacaklarını açıklayarak, meclisteki vekillere yanlarında olma çağrısında bulundu. Ayrıca, aralarında Levent Üzümcü, Füsun Demirel, Ercan Kesal, Suavi, Şahin Aybek, Nejla Kurul ve çok sayıda sanatçı, yazar, sendika yetkilisi ve akademisyenler özel sektör öğretmenlerine destek açıklamalarında bulundular.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İzmir İl Temsilcisi Tülay Apak, öğretmenlerin sosyal haklar konusunda yaşadığı sorunları Egedesonsöz’e anlattı.
ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ
Apak, daha önce 3 siyasi partinin taban maaş için yazılı önerge verdiğini ancak bir çözüm olmadığını kaydetti. Apak sözlerinin devamında özel okul öğretmenlerinin yaşadığı sorunları aktararak şöyle konuştu:
“Sektörde, haftanın 6 günü çalışıyoruz. 40- 50 saate kadar ulaşan ders saatlerimiz var. Süreli sözleşmelerle çalışıyor, her yıl işsizlikle yüz yüze geliyoruz. Hiç bir koşulda gelecek planı yapamıyoruz. Bizler de MEB personeliyiz. Atamalarımız MEB’e yapılır. Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanmasında ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na bağlı çalışmaktayız. Bakanlığın biz öğretmenleri “öğretmen” olarak görmeme gibi bir söylemi var. Sektörde yarım milyona yakın eğitim emekçisiyiz. Devlet eğitim yükünden kurtulmak için özel sektörün önünü açarken, kurum sahiplerini destekleyecek bütün girişimlerde bulunurken, eğitimin en öncül paydaşı olan biz öğretmenlerin, koşullarımızı iyileştirecek hiçbir şey yapmıyor.
Kurumlar kayıt ücretleriyle yüz binlerce lira alırken, öğretmenin payına düşen ise asgari ücret oluyor. Hatta asgari ücretin altında çalıştırıp, bankaya asgari ücret yatırıp aradaki farkı geri isteyen kurum sahipleri ile çok karşılaştık. Kurumları arayıp uyarıyoruz. Kurum sahipleri de inkâr edip geri adım atmak zorunda kalıyor. Yine de bu noktada asgarinin altında maaş yatıranlar dahi oluyor. Neye güvenerek nasıl bir akılla yaptıklarını bilmiyoruz, ama bu kurumlarla ilgili de hukuki süreci hemen başlatıyoruz. Bazı kurumlar sendikamızdan ciddi anlamda çekinir oldu. Kurumuyla ilgili bir sorun yaşayan üyemiz bize ulaştığında, kurum hatasında ısrarcıysa ve usulsüz bir şey yapıyorsa, delilerle, şahitlerle teşhir ediyoruz. En çok çekindikleri şey sosyal medyada ifşa olmak zaten. ”
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET TALEP EDİYORUZ
Apak, sözlerine şunları ekledi: “Özel sektörde çalışan öğretmenlere yönelik taban maaş uygulaması, 2014’te Özel Öğretim Kurumları Yasası’ndan çıkarıldı. Taban maaş, devlet okullarındaki öğretmenlerden daha az ücret almamamız demek. Kamu personeli öğretmeni ne kadar en az maaş alıyorsa kurum sahipleri de özelde çalışan öğretmene o kadar maaş vermeli. Eşit işe eşit ücret talebimizi bu noktadan savunuyoruz. Sendikamızın da çıkış noktası bu. 1 Ekim’de de bilinen var olan bu sorunu sağır sultana duyurmak istiyoruz. Geçtiğimiz yıl, Ağustos ayında eylemimizde kolluk kuvvetleri müdahale etmişti. Bir görüşmemiz de olmuştu bu yıl MEB ile… Sürekli bir rapor istiyorlar. Artık bir sonuca bağlansın. Ciddiye alınalım istiyoruz. Biz öğretmenlerle değil özel okul patronları ile görüşüyorlar. Ocak ayında asgari ücrete zam gelecek. Bir sürü öğretmenin maaşı asgari ücretin altında kalacak. Böyle olunca öğretmenler kurumlarla yüz göz olmak zorunda kalıyor. Yıllarını deneyimlerini bu mesleğe vermiş öğretmenlerin asgari ücret alması kadar komik bir durum olamaz. Mesleğin onurunu aşağılamak anlamına geliyor. Bu yüzden 1 Ekim’de meclisin açılışına İzmir’den üyelerimizle birlikte katılacağız”
(Egedesonsöz)