Jeoloji Profesörü Bektaş’tan Manisa uyarısı: Üç fay birleşiyor, Sındırgı depremi de stres transferi yaptı
Balıkesir Sındırgı’da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından Manisa, Uşak ve İzmir hattında etki yaratabileceği soruları gündeme geldi. stres transferine bağlı yeni sarsıntıların yaşanabileceğini sorusuna Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Bektaş yanıt verdi. Bektaş, “Manisa, üç aktif fayın kesişim noktasında bulunuyor. Bu nedenle bölge dikkatle izlenmeli” uyarısında bulundu” dedi.
- | Son Güncelleme:
- | İzmir'de Son Dakika
ELANUR SARIKAYA/ EGELİ GAZETE- Balıkesir Sındırgı’da meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından bölgedeki artçı sarsıntılar devam ederken, uzun yıllar Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde(KTÜ) görev yapan emekli Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş’tan dikkat çeken açıklamalar geldi. Manisa’nın, Alaşehir, Gelenbe ve İzmir faylarının birleştiği kritik bir noktada yer aldığını vurgulayan Bektaş, bu faylarda stres birikiminin arttığını söyleyerek İzmir ve Manisa’nın zemin özellikleri açısından da riskli bölgeler olduğuna ve zemin kadar yapı kalitesinin de hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekti.
“MANİSA ÜÇ AKTİF FAYIN BİRLEŞİM NOKTASINDA”
Manisa’nın depremsellik açısından son derece kritik bir bölgede olduğunun önemle altını çizen Bektaş “Manisa, Alaşehir fay hattı, Akhisar tarafından gelen kuzey-güney doğrultulu fay hattı ve İzmir tarafından gelen üçüncü bir fay hattının kesişim bölgesinde. Bu üç fayın birleştiği yer Manisa Ovası’dır. Sındırgı’daki 6.1 büyüklüğündeki deprem bu bölgelere stres transferi yaptı. Dolayısıyla bu, deprem açısından ciddi bir risk oluşturuyor” dedi.
“6 İLE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREMLER BEKLENEBİLİR”
Bektaş, Ege Bölgesi’nde meydana gelebilecek olası depremlerin büyüklüğüyle ile ilgili “Ege Bölgesi’nin karakteristik depremselliğine baktığımızda 6 ile 7 arasında depremler beklenebilir. Ancak zamanını veya tam yerini tahmin etmek mümkün değil. Geçmiş veriler bu aralıkta depremlerin olabileceğini gösteriyor” diyerek 6 Şubat depremi kadar büyük ve geniş çaplı yıkımın söz konusu olmadığının altını çizdi.
“İZMİR GEVŞEK ZEMİNİ NEDENİYLE DAHA TEHLİKELİ”
İzmir ve Manisa’nın zemin özellikleri açısından farklılık gösterdiğini söyleyen Bektaş İzmir’in alüvyon zemin üzerinde kurulu olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “İzmir alüvyon zemin üzerine kuruludur. Depremin zayıf zeminlerde büyüme etkisi olur. Bu nedenle İzmir, zeminsel olarak Manisa’ya göre daha riskli bir bölgedir. 2020’deki deprem yaklaşık 100 km uzakta olmasına rağmen İzmir’de ciddi hasar yarattı.”
“6.1’LİK DEPREM YIKICI DEĞİL ANCAK ZEMİN VE YAPI KALİTESİ BELİRLEYİCİ”
Depremin yıkıcılığı hakkında değerlendirmelerde bulunan Bektaş “6.1 büyüklüğündeki depremler tek başına yıkıcı değildir. Ancak zemin kötü ve yapı stoku zayıfsa, bu depremler ciddi hasara neden olabilir. Sağlam zemine inşa edilmiş ve yönetmeliğe uygun yapılarda 6 büyüklüğündeki depremlerin ciddi zarar vermesi beklenmez.”
“Artçı depremler fayları tetikleyebilir”
Sındırgı’daki depremin ardından yaşanan sarsıntıların bazı fayları etkileyebileceğine işaret eden Bektaş, “Deprem sonrası yükselen akışkanlar, sıcak sular ve gazlar, faylarda sürtünmeye neden olarak yeni depremleri tetikleyebilir. Bölgedeki 4.0 üzeri sarsıntılar, artçı ya da tetikleyici nitelikte olabilir. Özellikle Gelenbe, Simav ve Alaşehir faylarında yeni kırılmalar yaşanabilir” İfadelerini kullandı.
“UŞAK DEPREM KÜMESİNDEKİ FAYLAR BİRBİRİNİ TETİKLİYOR”
Uşak-Simav hattı için de dikkat çeken Bektaş bu bölgede tarihsel olarak birbirini tetikleyen depremler yaşandığını şu ifadelerle dile getirdi: “Uşak deprem kümesi dediğimiz bölgede 1970, 1971, 1995, 2002 ve son olarak 2025 yılında depremler oldu. Bu depremler zaman içinde birbirini tetikleyen nitelikteydi. Simav ve Gelenbe faylarında yeni depremler beklenebilir.”
“HALK ARASINDA ‘GAZ BOŞALIYOR’ SÖYLEMİ YANLIŞ
Küçük depremlerin büyük deprem riskini azalttığı yönündeki yaygın kanaatin doğru olmadığını vurgulayan Bektaş, “3.5 - 4.0 civarındaki küçük depremler, büyük depremi engellemez. Halk arasında ‘gaz boşalıyor’ gibi bir inanış var. Ancak bilimsel olarak bu tür küçük depremlerin büyük depremin riskini ortadan kaldırdığı söylenemez. Büyük deprem olacaksa olur” dedi.
“DEPREM YÖNETMELİĞİNE UYGUN YAPILAR HAYAT KURTARIR”
Depreme karşı en etkili önlemin sağlam yapılar olduğunu söyleyen Bektaş yapı denetiminin önemine dikkat çekerek, “AFAD her yıl deprem yönetmeliği hazırlar. Binalar buna uygun inşa edilirse, yapı statiği doğru yapılırsa, mikro-bölgeleme çalışmaları tamamlanırsa 6-6.5 büyüklüğünde bir deprem fazla zarar vermez. Sorun, eski ve dayanıksız binalarda” cümlelerini sonlandırdı.
YORUMLAR
Yorum Yap