Kemalizm’in Bekçisi: Ayla Abla..

Avukat Ayla Selışık Tamar gazetemizin Hukuk Servisi’nin başındaydı.
Üstelik anne tarafımdan yakın akrabamdı.

Milli Mücadele’ye katılmış bir Orgeneralin kızıydı
Yeni Asır’ın daha çok Hukuk, Anayasa ve Atatürkçülük konularına değinen “Açık
Kalple” isimli köşesinin de inançlı yazarıydı.
Ama önce inançlarından söz açalım. Kendisine “Kemalizmin Bekçisi” derdi. Bu
sözünü de son nefesine kadar tuttu. 2013 yılının 10 Kasım törenlerini de
televizyonunda gözü yaşlı izledikten birkaç saat sonra Urla’da uzun zamandır hasta
yattığı yatağında son nefesini verdi.

İZMİRLİLERİN AYLA ABLASI
O, İzmirlilerin “Ayla Abla”sı idi…
Atatürkçü, vatansever, mücadeleci, devrimlerden asla taviz vermeyen, gerçek
hukukçu, inançlı bir kurtuluş savaşı kadınıydı. Babası 9 Eylül’de İzmir Paket
Postanesi’ne, daha sonra 16 Eylül’de Çeşme Hükümet binasına Türk bayrağını
çeken bir milli mücadele kahramanı, Üsteğmen Selahattin Efendi idi (daha sonra
Orgeneral Selahattin Selışık). Annesi ise İzmirli Belkıs Hanımefendiydi.
Kurduğu ve üzerine titrediği “Kemalist Laikler Derneği”ni yıllarca başarıyla
yönetti ve nice etkinliklere imza attı, Yeni Asır gazetesinde uzun yıllar köşe yazarlığı
yaptı, gazetenin aynı zamanda avukatı idi, Adliye camiasında sert kararlı hukuk
mücadeleleriyle tanınırdı, daima Kemalist ilkeleri savundu, mücadele etti.
Onun derneğinin değişmez yönetim kurulu üyesiydim. Nice etkinlikte. Panelde,
yürüyüşte birlikte olduk. Gerçek bir ablam gibiydi. Gazetede gönül birliği içindeydik.
Yeni-TV’de yaptığı haftalık programlarında birçok kez beni ekrana çıkarmıştı.
Anneannem tarafından, bizim Güzelyalı camiasından epey yakın akrabam olurdu.
Anneannemi, annemi tanırdı.

KEMALİZMİN BEKÇİSİ
17.2.2008 tarihinde “Kemalizm’in Bekçisiyiz” başlığı ile Hürriyet Ege
gazetesinde kendisi ile ilgili bir yazı yazmıştım. Bu yazıyı burada tekrar yayınlayarak,
sevgili Ayla Abla’mı anmak istiyorum.
Kemalizm’in Bekçisiyiz!.

“.. İzmirlilerin “Ayla Abla”sı, titizlikle kurduğu ve özenle yönettiği “Kemalist
Laikler Derneği”ni ülkemizin en saygın kuruluşlarından biri haline getirdi. Av. Ayla
Selışık Tamar, seçkin simaların katıldığı derneği ile başarılı etkinlikler
gerçekleştiriyor.

Kemalist vatanseverler, geçen hafta İzmir’de İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde
gerçekleşen bir panelde buluştu. “Kemalist Laikler Derneği” tarafından düzenlenen
“Kemalist Devrimlerin Bekçisiyiz” isimli panel, baştan sona bilinç düzeyi yüksek bir
düzlemde gerçekleşti.

Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Uğur Alacakaptan, Bahçeşehir Üniversitesi’nden
Prof. Süheyl Batum, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli fikir adamlarından E.
Orgeneral Kemal Yavuz ve Türk Devrim Tarihi öğretiminin gözbebeği Prof. Ergun
Aybars’ın katıldığı ve Av. Ayla Selışık Tamar tarafından yönetilen panelde, seçkin
dinleyiciler cumhuriyetimizin içinde bulunduğu acil tehlikeleri, abluka altındaki
ülkemizin emperyalizm tarafından nasıl parçalanmak istendiğini ve laiklikten

vazgeçersek başımıza gelecek kara ölümü öğrendiler.
Etkinliğin biricik mimarı ise, derneğin yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyeleri
Prof. Ergun Aybars, Prof. Çetin Erdoğan, Şevki Figen, Gülgün Beşerler, Emin
Sağdıç, Nilüfer Gülcüoğlu, Fezile Ulusoy, Engin Demir, Orhan Ayber, Yaşar Aksoy ve
E.General Sedat İlhan, Prof.Nezihe Sönmez, Prof. Fikret Sönmez, Prof. Aslı Özer,
Prof. Bahri Öztürk, Prof. Aydın Zevkliler, Dr. Alpaslan Bilen ile birlikte daima büyük bir
vatan sevgisiyle Kemalizmi savunmuş olan, İzmir Barosu avukatlarından “Ayla Selışık
Tamar”dı, yani bizim, hepimizin, herkesin “Ayla Abla”sı idi.

KATİPZADE AİLESİNDEN..
Eli öpülecek bu Atatürk kadını, İzmir Müftüsü Hacı Sait Efendi ile Ayanı
Katipzade Mehmet Çelebi’nin ahfadından Katipzade merhum Avukat İbrahim Refik
Bey’in kızı “Belkıs Hanımefendi” ile Türk Ordusu’nun en kıdemli orgenerallerinden
merhum Selahattin Selışık’ın kızıdır.

Toplantıda Ayla Abla’nın kızları ve torunu da aynı ruhla sanki kurtuluş savaşı
cephesinin en önündeydiler. Demek istiyorum ki, Türkiye sahipsiz değildir. Türkiye’yi
kuranların torunları ve onların torunları da, artık Kemalizm için yürek birliği yapmaya
başlamışlardır.

Kemalistler’in toplantısında, Ermeni Emperyalizmi’ne karşı direnen “Talat Paşa
Komitesi” İzmir Başkanı, kendisine “Sokaktaki yurtsever” diye takıldığım, kadim
dostum Orhan Ayber ve E. Korgeneral Yaşar Müjdeci ile birlikte olmak, bana ayrıca
keyif verdi.

YÖNETİM KURULU
Genel Başkanlığını Ayla Selışık Tamar’ın yaptığı Kemalist derneğin yönetiminde
şu önemli isimler bulunmakta: Prof.Ergun Aybars, kadın hareketleri önderi Engin
Demir, TÜSİAD üyesi Şevki Figen, Köy Öğretmenleri Derneği Başkanı Nejat Uçal,
Kadın Platformları önderi İnci Mutluer, E.General Sedat İlhan, yazar Yaşar Aksoy,
yazar Orhan Ayber, Prof.Aslı Özer, Karşıyaka Soroptomist Kulübü kurucu Başkanı
Fazile Ulusoy, Lions Kulüpleri eski Konsey Başkanı Nilüfer Gülcüoğlu, Dr.Alpaslan
Bilen ve daha bir çok ünlü isim. Avukat Ayla Selışık Tamar’ın Prof.Müfe Tamar,
Dr.Defne Gürol isimli iki kızı bulunmakta.
Genel Merkezi İzmir’de bulunan Kemalist Laikler Derneği’nin ilkeleri ve genel
tutumu söyle belirtiliyor:

1- Derneğin amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet politikası olmuş Kemalizm’in
ve Atatürk Düşüncesi’nin ve T.C. Anayasası’nın değiştirilmesinin teklifi bile
yasaklanmış “Laiklik” ilkesinin, yürürlükteki yasalar çerçevesinde tanıtılması,
benimsenmesi doğrultusunda bilimsel, kültürel ve sosyal çalışmaları
gerçekleştirmektir.

2- Dernek, çağdaş, demokratik “Kemalist Devlet”in vazgeçilmez bir parçası olan
“Laiklik” ilkesine ilişkin bilimsel, hukuksal, sosyal ve kültürel çalışmalar ve yayınlar
yapar. Konferanslar, seminerler, açık oturumlar ve sempozyumlar düzenler.

3- Dernek bir fikir kulübüdür. Ulusal toplantılar dışındaki kitle hareketlerinin
gerçek amacını kesinlikle belirlemeden hiçbir eyleme katılmaz. İrtica ve bölücülük
dışındaki tüm partilerden Atatürkçü vatanseverlere kapısı açıktır. Her vatansever bu
derneğin çatısı altında ulusal duygusal çerçevesinde bütünleşir, parti amblemini
kapının dışında bırakır.

Ne yazık ki, bu idealist dernek, Ayla Selışık Tamar’ın vefatı ile kapandı. Yüzlerce
yazısı ise Yeni Asır’ın arşivinde duruyor. Bu yazılardan kitap yapalım diye sürekli
uyarmıştım, olmadı bir türlü, vakti yoktu. Başaramadık. Rahmetle.”