Manisa için vahim rapor: Otoyol nedeniyle 842 hektar verimli tarım arazisi gitti daha fazlası tehlikede
Manisa’daki Otoyol nedeniyle yok olan tarım arazileri bilimsel raporlara yansıdı. Celal Bayar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim Üyesi Doçent Doktor Ferhat Aslan ile Gümüşhane Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Üzülmez’in hazırladığı bilimsel raporda Otoyol nedeniyle Manisa’da 842 hektar verimli tarım arazisinin yok olduğunu ve çok daha fazlasının tehlikede olduğu bilgisi verildi.
- | Son Güncelleme:
- | İzmir'de Son Dakika
UMUT TOKTAŞ/EGELİ GAZETE-İzmir-İstanbul Otoyolu nedeniyle Manisa’daki tarım arazilerinden devasa kayıp ortaya çıktı. Celal Bayar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim Üyesi Doçent Doktor Ferhat Aslan ile Gümüşhane Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Üzülmez’in hazırladığı bilimsel rapor vahim kaybı ortaya koydu. Raporda, Otoyol nedeniyle Manisa’da 842 hektar verimli tarım arazisinin yok olduğunu ve çok daha fazlasının tehlikede olduğu bilgisi verildi.
TARIM ALANLARINDA BU TEDBİRLER ACİL OLARAK ALINMALI
Raporda, “Otoyolun Manisa, Soma, Kırkağaç, Akhisar, Saruhanlı ve Turgutlu şehirleri tarihsel arka planları ile birlikte günümüzde hem ülkemizin hem de bölgenin önemli yerleşim alanlarıdır. Tarımsal faaliyetlerin yanında sanayi, taicaret, enerji ve madenler açısından kayda değer bir noktada yer alan söz konusu sahalar bulundukları konum itibariyle büyümekte ve yerleşim alanlarını genişletmektedir. Türkiye’de tarımsal üretimin en yoğun biçimde yapıldığı sahadan geçen Otoyol 5’in neden olduğu 842 ha’lık tarım arazisi kaybının büyük çoğunluğu I., II., III. ve IV. sınıf topraklar üzerinde gerçekleştirmiştir. Manisa şehrinin gelişim yönüne bakıldığında şehrin daha çok batıya doğru genişlediği görülür. Şehrin doğu ve güney yönünde Spil Dağı uzanırken kuzeyde ise Manisa Ovası yer alır. Bu nedenle şehrin Menemen’e doğru batı yönlü genişlediği görülmektedir. Ancak Otoyol’un şehrin doğusunda verimli tarım alanları üzerinden geçmesinin de etkisiyle Turgutlu ve Sancaklıbozköy yönünde de yeni yapılaşma alanları açılmıştır. Otobana bağlantı kolaylığının da etkisiyle bu alanların yerleşme için tercih edilmeye başlanması tarım alanları üzerindeki baskıyı artıracaktır. Bu nedenle Otoyol’un geçtiği tarım alanlarına yakın noktalarda yeni yapılaşmalara izin verilmeyerek gerekli tedbirler alınmalıdır” ifadeleri dikkat çekti.
ŞEHRİ İZMİR’E BAĞLAYACAK YOLLAR SABUNCUBELİ VE MENEMEN GÜZARGAHINDA OLMALI
Raporda ayrıca şu bilgiler de verildi: “Çalışma sahasındaki şehirlerin geliştiği ve büyüyeceği düşünülürse mevcut imar planları ile yapılması düşünülen imar planlarında şehirleri Otoyol 5’e bağlayacak kara yollarının verimli tarım alanlarının üzerinden geçmemesine dikkat edilmelidir. Otoyol her ne kadar Manisa şehrinin doğusundan geçirilmiş olsa da bundan sonraki planlamalarda şehri İzmir’e bağlayacak yolların Spil Dağı’nın geçiş verdiği Sabuncubeli ile Menemen güzergahında olmasına öncelik verilmelidir. Çalışma sahasında Organize Sanayi Bölgeleri’nin toplandığı alanlar bellidir. Ancak özellikle Manisa Organize Sanayi Bölgesi ile Muradiye Organize Sanayi Bölgesi Otoyol 5’e ters istikamettedir. Her ne kadar söz konusu bölgelerden İzmir Limanı’na ulaşımı demir yolu ile de sağlanabiliyor olsa da kara yolu ile ulaşım bir noktada tıkanıklık göstermektedir. Bunun önüne geçilmesi için sahadaki demir yolu ağının güçlendirilmesi ve aktif hale getirilmesi bölgede kara yollarının üzerindeki yükü bir nebze hafifletecektir.
OTOYOLLAR TÜRKİYE’NİN TARIM ALANLARININ YÜZDE 5’İNİ KAYBETTİRDİ
Türkiye’de tarım alanları ile kara yolu planlaması arasındaki ilişkiye bakıldığında kara yolu güzergahlarının çoğunlukla verimli tarım arazilerinin ortasından geçtiğinin hatırlatıldığı raporda şu bilgiler de verildi: “Yolun çevresinin hızlı bir şekilde sanayileştiği ve kentleştiği, bu durumun ise Türkiye’deki tarım topraklarının %5’inin kaybedilmesine neden olduğu görülmektedir (Garipağaoğlu, 2015). Bu ise tarım alanlarının amaç dışı kullanılmasına neden olarak tarımdan elde edilecek verimi düşürmektedir. Birleşmiş Milletler (BM)’in 2030 yılına kadar uygulamayı hedeflediği 17 başlıktan birisi olan ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar’ başlığı altında yer alan sürdürülebilir ulaşım ile “herkesin güvenli, uygun fiyatlı, erişilebilir, sürdürülebilir ulaşım sistemlerine erişiminin sağlanması” kastedilmektedir. Söz konusu 17 başlığı içerisindeki ‘Açlığa Son’ başlığının temel amacı açlığı bitirmek, gıda güvenliğine ve iyi beslenmeye ulaşmak ve sürdürülebilir tarımı desteklemektir. Bu hedef ile de tarım alanlarının güvence altına alınması ve amaç dışı kullanımının önüne geçilmesi hedeflenmektedir (BM Türkiye, 2024). Sürdürülebilir otoyollar ise “çevreye olumsuz etkileri ve doğal kaynakların tüketimini azaltırken, toplumsal kalkınma ve ekonomik büyümenin yaşam döngüsü işlevsel gereksinimlerini karşılayan yollar” olarak tanımlanmaktadır (FHWA, 2024). Bu kapsamda ele alındığında mevcut ulaşım yolları ile planlanacak yolların hazırlanmasında diğer alanlar ile birlikte tarım alanlarının dikkate alınması esas olmalıdır. Türkiye’nin en önemli akarsularından olan Bakırçay ve Gediz’in etkisi ile sulu tarım imkanlarına sahip Manisa’da tarımsal veriminin azalmaması ve tarım alanlarının amaç dışında kullanılmasının önüne geçmek amacıyla ulaşım planlamalarında sürdürülebilirlik kavramının dikkate alınması esastır. Sürdürülebilirlik kavramının esası olan gelecek nesillerin ihtiyaçlarını göz önüne alarak bu günden kaynakları tüketme noktasına getirmeme ilkesi icabında ulaşım faaliyetlerinde kazan kazan modelinin baz alınması gerekir. Aksi durumda hem günümüz hem de gelecek nesillerin ihtiyacı olabilecek kaynak kıtlığı ile karşı karşıya kalmak olasıdır. Bu nedenle ulaşım faaliyetleri ile birlikte diğer ekonomik faaliyetlerin entegre bir şekilde ele alınması zaruridir.”
YORUMLAR
Yorum Yap