Özgür Özel’i mahcup eden İzmirli belediye başkanı

Kurtuluş Savaşı’nın en kritik zamanlarıydı. Yunan Ordusu Ankara’nın Polatlı İlçesine kadar gelmişti. Attıkları topların sesini TBMM’de toplantı halindeki milletvekilleri duyabiliyordu. TBMM’nin Kayseri’ye taşınmasını önerenler, hatta tası tarağı toplayıp yola çıkanlar bile vardı.

Tam da bu günlerde Mustafa Kemal Paşa, Sakarya cephesine hareket etmeden önce gecenin bir yarısı özel kalem müdürünü çalışma odasına çağırdı.

Gecenin bir yarısı olduğu için kapıdan içeri telaşla giren adamı Gazi şu sözlerle karşıladı: “Kararname hazır mı?” Hemen getirin Sakarya’ya gitmeden imzalayayım. Gideceği yer cepheydi, kimin döneceği belli olmayan bir savaştı gidilen.

Savaş sırasında, Atatürk’ün gecenin bir yarısı imzaladığı kararnamede şunlar yazıyordu: ⠀ ⠀

“Ankara’ya bir Etnoğrafya Müzesi kurulması ve eski Ankara evlerinin koruma altına alınması hakkında kararname.”

Türkiye Cumhuriyeti henüz Kurtuluş Savaşı verilirken bir müzesinin kurulma kararının alındığı tek ülkedir.

***

Mustafa Kemal, Sofya’da Askeri Ateşe görevi yürütürken izlediği Karmen Operası’ndan sonra arkadaşlarına şunları söyledi: "Kim ne derse desin biz neden Balkan Savaşı'nı kaybettik şimdi daha çok anlıyorum. Opera sergileyecek sanatçıları var da ondan. Memleketimizin bir operaya sahip olacağı günleri görecek miyim?"

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yaşanan onca badireye rağmen bu sözünü asla unutmadı.

1934 Haziranında Türkiye, İran Şahı Rıza Pehlevi’yi ağırlamaya hazırlanıyordu.

Atatürk hem Türk - İran dostluğunu hem de Türkiye’nin çağdaşlaşmasını vurgulayan bir etkinlik peşindeydi.

Aklına opera geldi; Berlin’de, Sofya’da özenerek izlediği ve "Bu düzeye ulaşmamız şart" dediği operayı Münir Hayri Bey’den istedi. Konuyu da İranlı şair Firdevsi’nin Şehnamesindeki Feridun efsanesinden esinlenerek kendisi buldu.

Eser Adnan Saygun’a ısmarlandı. Saygun panikledi. Önünde bir ay vardı; elde ise ne beste, ne solist, ne koro, ne orkestra vardı. Derhal oyuncu arayışına girişti ve Münir Hayri Bey’i, İstanbul’da Lüküs Hayat’ta oynamakta olan Semiha Berksoy’a gönderdi. Berksoy, librettoyu trende okudu. Özsoy operası bir ay içinde hazırlanıp 19 Haziran 1934 gecesi Ankara Halkevinde sahnelendi. Şah ve Ata locada yan yana oturdular. Bütün sefirler milli kıyafetleriyle geldi. O gece, Türk ulusal operasının başlangıcı olarak tarihe geçti.

Cumhuriyet Şarkısı filminde askeri alandan sonra sanat alanında da imkansız olarak görünen bir işin Atatürk’ün kararlılığıyla nasıl başarıldığının öyküsü beyaz perdeye de aktarıldı.

***

Bütün bunları uzun uzun anlatmamın nedeni 100 yıl sonra Atatürk’ün kurduğu CHP’nin rozetini taşıyan Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal’ın meclise getirdiği öneri.

O öneri, Ziya Gökalp Kültür Merkezi ve Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nin belediye şirketlerinin borçlarına karşılık SGK’ya devriydi. Başkan Ünsal’ın önergesi oy birliğiyle İmar, Hukuk ve Plan Bütçe komisyonlarına havale edildi.

Konu hakkında açıklama yapan Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal “Yüksek enflasyon, artan maliyetler ve kamu kaynaklarına erişimdeki zorluklar, yerel yönetimler olarak bizleri de derinden etkiliyor. Bu zorlu koşullarda, belediyemizin hem hizmetlerini sürdürebilmesi hem de mali yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için bazı zorunlu adımlar atmak durumundayız. Bu bir tercih değil, bir zorunluluktur” dedi.

***

CHP Genel Başkanı Özgür Özel 2024 yılı yerel seçimleri öncesi belediye başkan adaylıkları için özellikle kadın ve genç adayları tercih etti.

İzmir’in Konak, Karabağlar ve Karşıyaka gibi ilçeleri ile birlikte Çeşme, Selçuk ve Karaburun gibi ilçeleri kadın adaylara teslim etti.

Özel’in bu kararı kadınların ve gençlerin siyasete katılması için gerekli, cesur ve devrim gibi bir karardı.

Ama Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i kelimenin tam anlamıyla mahcup etti.

CHP’li belediye başkanlarının bulunduğu her yerde çok büyük zorluluklar var. Aylardır özgürlükleri elinden alınan başkanlar var.

Bu dönem CHP’li belediyelerin üzerinden adeta dozerle geçiliyor. Ama hepsi direniyor. Çeşitli yollarla ayakta kalmaya çalışıyor. Ama kimsenin aklına kültür merkezi satmak gelmiyor. Üstelik de CHP’nin üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in adını taşıyan Kültür Merkezini.

Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal’ın bu icraatı zamanında “Şu okullarda olmasa Milli Eğitim Bakanlığını ne güzel yönetirdim” diyen Bakanın sözlerinin hayat bulması gibi.

***

Atatürk Sakarya Savaşı’na giderken bile kültür kararnamesi imzalayıp müze açtırırken, CHP’li Karşıyaka Belediye Başkanı Ünsal’ın kültür merkezi satması tam bir ironi.

Zorluk falan diye de açıklanamaz. O zaman belediye binasını da satın da konu kökten çözülsün.