Başkan Tugay’ın İzmir çıkışı ve sorunlara akılcı çözümleri

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, geçen akşam Büyükşehir Meclis toplantısında yaptığı konuşmadan bir bölümü İzmir gerçeğini ortaya koyan bir saptama:

”Yani dışarıdan bir insan olsam, bazen İzmir’i öyle bir anlatıyorlar ki, İzmir şöyle kötü, şöyle kokuyor, İzmir çöp içinde falan… Sonra da akın akın geliyor insanlar herkes dışarıda, deniz pırıl pırıl.. Ondan sonra herkes keyifli etkinliklerle, Türkiye’nin en sosyal insanlarının birbiriyle hoşgörülü yaşadığı şehir…  Bakıyorsunuz bu şehirde yaşama memnuniyeti oranı çok yüksek. Herkes İzmir’e gelmeye çalışıyor. Yani ev fiyatları İzmir’de en çok artıyor....

Bu sözler ilk etapta size şöyle gelebilir:

“Sayın başkan İzmir’in sorunlarını örtmeye çalışıyor, bildiğini bilmezlikten geliyor.”

Ama öyle değil.

Evet İzmir’in sorunu çok… Giderek de büyüyor…

Ama her şeye karşın, tüm olumsuzluklarına rağmen İzmir bir cazibe şehri…

İnsanların mutlu yaşadığı, dostça gülümsediği benzersiz bir Ege şehri… Vazgeçilemeyen bir kaçış noktası.

Dinginliğe, özgürlüğe, tarihi ve doğal zenginliğe tanık olma adımları bunlar…

Bir İzmirli olarak hepimiz bu gerçeği biliyoruz, bu bizim övünç kaynağımız…

***

Elbette bütün bu güzel duygulara rağmen, İzmir ne yazık ki senelerdir çöp kriziyle boğuşuyor, yüzülebilir denize hala giremedik… Şöyle kana kana su içemiyoruz. Bir turizm şehri olmamıza karşın, hayalet yapı gibi duran, katrilyon değerindeki Hilton Oteli, dipsiz bir kuyu gibi içinden çıkılamayan Basmane çukuru, İstanbul’u aratmayan trafik çilesi  ve alt yapı sorunu yaratan gökdelenleriyle, kent ivedilikle yardım bekliyor.

Ki bu sorunlar, sadece bugünün değil, kangren olmuş bir süreçten geliyor.

Sözün özü Cemil beyin göreve gelir gelmez kucağında bulduğu sorunlar kümesi…

***

Ancak Cemil Başkan karamsar değil, çok geniş kapsamlı bir çalışma yapıldığı anlaşılan önerileri çözüme giden yolları öreceğe benziyor.

Öncelikle iyi bir ekip çalışması var.

Nasıl mı anladım, anlatayım:

Biliyorsunuz, geçen hafta içinde Başkan Tugay gazetemizi, Egeli Gazete’yi ziyaret etti.

Bildiğim Başkan’ın her kapıyı çalmadığı…

Algı yaratmanın, rüşvetin, beklenti peşinde koşmanın ‘diva’ olduğu günümüzde güvenli bir liman arıyor insan…

Haberciliğin ‘gerçek’le yoğrulduğu  bir liman…

Önceden söyleyeyim:

Cemil beyle aynı çatı altında ikinci buluşmamız… Kendisi yerel seçimden hemen sonra da Egeli Gazete’yi ziyaret etmiş, ilk röportajı gerçekleştirmiştik.

O gün sıkıntılı görmüştüm başkanı… Kentin birçok sorunu varken, SGK borçları yüzünden İzmir’in üstüne binen borç yükü nedeniyle de morali bozuktu ama hiç renk vermedi: “Hemşehrilerim merak etmesin, o borcu kapatırız evelallah.”

O günden sonra bu ikinci randevu…

Bu kez daha fit, daha moralli, mütevazı, kendinden emin ve çözüm üretmeyi planlayan bir başkan kimliğiyle karşımızdaydı…

Kısa bir sohbet imkanımız oldu röportaj öncesi..

Çok rahattı… Sorunları aşacağı izlenimini verdi bana… Çünkü İzmir için önemli projeler hazırlamıştı. Genel Yayın Yönetmenimiz Mustafa Yılmaz’la yaptığı söyleşi boyunca da, hiç teklemedi, beklemedi, ara vermedi.

Beş gün boyunca kendisiyle yaptığımız röportajı okuduğunuzu düşünüyorum. Benimse röportaj sırasında edindiğim izlenimlerden önemli satır başları var.

Hadi kısa bir özet geçelim:                                                                                                                

Ulaşım krizine karşı: Çok istediğim bir şey Bakanlık İnşallah izin verirse, Buca metrosunu üç yoldan Konak'a indirelim. Konak'tan, denizaltından Bostanlı'ya, Bostanlı'dan Mavişehir'e, Atakent'ten Mavişehir'e geçirelim. Dolayısıyla muhteşem bir metro hattımız daha olsun.

Su krizine karşı:”Lavabo, mutfak ve duş suları arıtılarak tekrar kullanılacak. Yakında önce kendi binalarımızdan ama daha sonra mümkün olduğunca yayarak bütün büyük binalardan gri su dönüşümünü sağlayacağız. Çöplerin ayrıştırılarak toplanması zorunlu olacak. Uymayana ceza uygulanacak.”

Çöp krizine karşı: “Çöp tesislerini çeşitli bölgelere dağıtırsak erişim de çok daha kolay olacak. Bornova, Naldöken ve Yamanlar’ın dışında 4-5 alan daha belirledik. Oralarda da tesisler olacak. Hiçbir tesiste depolama yapılmayacak. Harmandalı’nda da mevcut tesisin dışındaki bir alanda yerleşim alanlarına uzak bir yerde bir tesis olacak. Orada çok düşük kapasiteli olacak. İzmir Manisa sınırında da bir bertaraf tesisi olacak. Biz İzmir’de çöp bertaraf işini tümden değiştireceğiz.”

Otogar krizine karşı: “Orada İZOTAŞ diye bir şirket var. Kira ödemiyor. Kira ödemediği için ecrimisil çıkarıyor arkadaşlarımız. Ecrimisili de ödemiyor. Bunlar nedeniyle şu anda İzmir'e ait, İzmir halkına ait bir yerin resmen işgalcisi durumunda. Arkadaşlarımızın yaptığı hesapta milyarlarca liralık kayıp çıkıyor. İzmirlinin ciddi bir parası var orada.  Peşini bırakmayacağız.”

Öğrenci değil genç kart devrim gibi: “25 yaşın altında olan insanlara indirimli biniş sağlıyoruz. 25 yaşın altında öğrenci olmayanları düşünelim. Düşünelim ki toplu taşımayı kullanıyor ve okula gitmiyor. Muhtemelen ya bir sanayide çırak ya da kalfadır, işe gidiyordur. Bu yaş grubundaki insanların bir işi olmadığı durumu da var. İzmir toplu ulaşımda en uygun şehirdir. Hal böyleyken 25 yaşın altındaki genç arkadaşlarımızı indirimden faydalandıralım dediğimde ben vicdanen iyi hissediyorum.”

Daha pek çok konuyu ele aldık bu röportaj serisinde… Hepsinde de samimi ve girişimci bir başkan kimliği vardı karşımızda…

İzmir yeni bir lider karakteri kazanıyor bence…

Sakin güç…

Halkın arasından, günlük politik çekişmelerden uzak, ne istediğini ve ne yapacağını bilen bir başkan kimliği…

***

Bu yazdıklarım kimilerini rahatsız edebilir, bu onların sorunu… Benim ya da gazetemin Başkan’a öfke duyma, onu abartma, algı yaratma, çıkar sağlama gibi bir çabamız yok.

Hiç olmadı.

Sahici bir gözlemin sahici sonuçları bunlar…

Bizim işimiz gazetecilik, halkla ilişkiler değil...

***

Geçmişten bir hatırlatma:

Cemil Tugay CHP tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterildiğinde, yaptığı aday tanıtım toplantısına katılmış ve izlenimlerimi yazdığım 3 Ocak 2024 tarihli köşe yazımı şöyle bitirmiştim:

“Bir gazeteci olarak inancım, Cemil Tugay’ın İzmir’in geleceğini kurgularken, akılcı adımlar atacağı yönünde… Bekleyip göreceğiz.”

Şimdi o adımlar atılıyor…

Başkan Tugay kendisinin de vurguladığı gibi, seçilmiş bir memur… Mesaisi İzmir…

Ona köstek olmak yerine, destek olmak görevimiz…

Bu güzel şehir hepimizin. 

Sanayicisi, yatırımcısı, sivil toplumcusu, gazetecisi, politikacısı… Kısaca, bu topraklarda soluk alan, bu şehirle övünen herkes, bizleri üzen, kahreden sorunların çözümü için Başkan Tugay’a güvenmeli ve yanında yer almalıyız.

O İzmir’i düştüğü çukurdan çıkarabilecek bir irade…

Zaman kısa, sorunlar dağ gibi.

Yürüyelim arkadaşlar…

Mutlu bir İzmir için...

-----------------------------------------

Hürol DAĞDELEN

28.11.2025

[email protected]