1. Anasayfa
  2. Haberler
  3. Güncel
  4. CHP'li Bozoğlu'ndan DSİ'ye Çeşme çıkışı : Su krizinin sorumlusu DSİ'dir

CHP'li Bozoğlu'ndan DSİ'ye Çeşme çıkışı : Su krizinin sorumlusu DSİ'dir

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi (PM) Üyesi Baran Bozoğlu, İzmir’in gözde turizm merkezlerinden Çeşme’de yaşanan su krizine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Krizin teknik değil, tamamen siyasi bir tercih olduğunu belirten Bozoğlu, merkezi yönetimin, CHP’li yerel yönetimlere yönelik ayrımcı yaklaşımının bedelini halkın ödediğini söyledi. Bozoğlu, sürecin belgelerle takip edildiğini ve Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün tüm uyarılara rağmen üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini vurguladı.

  • | Son Güncelleme:
  • | İzmir'de Son Dakika

Egeli Gazete'nin gündeme getirdiği, Çeşme'de yaşanan su krizi Türkiye gündemine oturdu.

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi (PM) Üyesi Baran Bozoğlu, İzmir’in gözde turizm
merkezlerinden Çeşme’de yaşanan su krizine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Krizin teknik


değil, tamamen siyasi bir tercih olduğunu belirten Bozoğlu, merkezi yönetimin, CHP’li yerel
yönetimlere yönelik ayrımcı yaklaşımının bedelini halkın ödediğini söyledi. Bozoğlu, sürecin
belgelerle takip edildiğini ve Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün tüm uyarılara rağmen
üzerine düşen görevleri yerine getirmediğini vurguladı.

https://www.egeligazete.com/haber/cesme-de-cuma-gununden-itibaren-her-gun-7-saat-sular-akmayacak/205058


“DSİ uyarılara sessiz kaldı”
2023 yılının Ekim ayında İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü’nün, Çeşme’deki
su temin sistemine ilişkin kapsamlı bir teknik tespit yaptığını belgelerle ortaya koyan Bozoğlu,
“Bu raporda Karareis Barajı’ndan sağlanacak suyun arıtılması, iletim hatlarının döşenmesi ve
depolama altyapısının tamamlanması gerektiği açıkça ortaya kondu. İZSU, projeyle ilgili
yükümlülüklerini hızla yerine getirdi ve süreci resmi yazıyla DSİ’ye bildirdi. DSİ, İZSU’ya verdiği
yanıtta, arıtma tesisi ve depoların %72 oranında tamamlandığını ve sistemin 5 Ağustos 2024

tarihinde devreye alınacağını taahhüt etti. Ancak bu söz yerine getirilmedi. 2024 yazı boyunca
tek bir somut adım atılmadı. İZSU, 2025’in başında DSİ’ye yeniden yazılı uyarı göndererek, yaz
aylarında ciddi bir su kıtlığı yaşanacağına dair kaygılarını iletti. Bu kriz yalnızca yerel halkı değil,
ülkemizin ekonomisi için büyük önem taşıyan turizm sektörünü de tehdit ediyordu. Ancak DSİ bu
uyarıya kayıtsız kaldı” dedi.


“İzmir gibi bir kent susuz bırakılıyorsa, bu iktidarın utancıdır”
DSİ’nin Şubat ayından bu yana çalışmaların %95 oranında tamamlandığını ifade ettiğini
raporlarla ortaya koyan Bozoğlu, “DSİ barajın yaz sezonu başlamadan sistemin İZSU’ya
devredileceğini söyledi. Ne var ki yine hiçbir işlem yapılmadı. Projeyi tamamlamak için en kritik
dönemde, devletin sorumlu kurumu devre dışı kaldı. Nisan 2025’te Kutlu Aktaş Barajı’nda su

seviyesi %7’ye kadar düştü. Bu durum DSİ’ye bildirildi. Temmuz ayında, yani turizm sezonunun
zirvesinde yeniden yazılı çağrı yapıldı. Ama DSİ’den yine bir ses çıkmadı. Ne yazık ki bu süreç,
sadece teknik bir aksaklıkla açıklanamaz. Açıkça görüyoruz ki, AK Parti iktidarı, Cumhuriyet Halk
Partili belediyelere karşı yürüttüğü siyasi yıldırma politikasını, hizmetin önüne koymuş durumda.
İzmir gibi Türkiye'nin göz bebeği bir kentinde, su gibi temel bir ihtiyaç, merkezi yönetim
tarafından zamanında sağlanmamış, halk mağdur edilmiştir. Bu, aynı zamanda çok başlı ve
koordinasyonsuz su yönetiminin de başarısızlığıdır” şeklinde konuştu.

“İzmir halkı ve milyonlarca turist cezalandırılıyor”
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün artık siyasi kaygıları bir kenara bırakıp asli görevini yerine
getirmesi gerektiğinin altını önemle çizen Baran Bozoğlu, “Yerel yönetim olarak biz üzerimize
düşeni fazlasıyla yaptık. İletim hatları tamamlandı, depolar hazır. Sadece arıtma tesisi ve kalan
teslimat DSİ tarafından yapılmalı. Bunun gecikmesi yalnızca kuraklık değil, siyasi bir tercihin
sonucu. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmişken,
DSİ’nin bu projeyi bilinçli biçimde sürüncemede bırakması, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere
karşı yürütülen siyasi yıldırma politikasının bir parçasıdır. Bu yaklaşım, yalnızca yerel yönetimleri
değil, tüm İzmir halkını ve milyonlarca turisti cezalandırmaktır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, her vatandaşın güvenli, temiz ve kesintisiz suya erişimini temel bir hak olarak görüyoruz.
Yerel yönetimlerimizin tüm olanakları seferber edilmişken, merkezi yönetimin engelleyici tavrı
kabul edilemez. Biz bu sorunun peşini bırakmayacağız. Siyasi bedel ödememek için görevini
yapmayanlar karşısında kamuoyunun vicdanını harekete geçirmeye devam edeceğiz” şeklinde
kaydetti.

YORUMLAR

Bu habere henüz yorum yapılmamış.İlk yorum yapan sen ol...

Yorum Yap

Bu Alan Boş Bırakılamaz
Bu Alan Boş Bırakılamaz
Yorum Yapma Şartlarını Kabul Etmediniz