Gazetecilerden gündem değerlendirmesi: Özgür Özel’in İzmir’deki denge politikası

Egeli Gazete TV’de gündemi değerlendiren İzmirli gazeteciler Mustafa Yılmaz ve Ümit Yaldız önemli konulara değindi. CHP’nin 39’uncu Kurultayı’nda Özgür Özel’in aldığı 1333 oyla liderliğinin tartışmasız hale geldiğini vurgulayan İntegral Araştırma Kuruluşu Genel Koordinatörü Ümit Yaldız, “Deniz Yücel ve Murat Bakan’ı PM’ye alıp MYSK almayarak Özgür Özel İzmir’de bir denge politikası uyguladı. Parti Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin en önemli karar organı kurultaydan sonra. Kurultaydan sonraki en yetkili organ. Oraya alıyor. Tamamen oyundan çıkarmıyor. Ama A takımından, kendi A takımından İcra organından çıkarıyor. İcra organından çıkarıyor. Yani dolayısıyla hem Cemil Tugay'ın söylediğini yapmamış oluyor hem de yapmış oluyor. Bir çeşit denge politikası İzmir'de uygulamış oluyor” dedi.

CHP Kurultayı’nda İzmir örgütünün yeterince yer almadığı konusuna değinen Egeli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz da, “CHP MYK’sında İzmir örgütünden kimsenin olmadığı konusunda şunu göz önünde bulundurmak lazım. CHP’nin Genel Başkanı MYK’nın başı Özgür Özel çoğu isimden daha fazla İzmirli. Ortaokul ve liseyi Bornova Anadolu Lisesi’nde okumuş. Yüksek öğrenimini yine Ege Üniversitesi Eczacılık Bölümünde İzmir’de almış. Hayatının önemli bir bölümünde İzmir’de yaşamış. Zaten Manisa demek de İzmir demektir. Bornova’dan 20 dakika. Ben Özgür Özel’i de İzmirli sayıyorum” ifadelerini kullandı.

ÖZGÜR ÖZEL VEFA BORCUNU ÖDEDİ
Yaldız, “Bir kere Özgür Özel'in siyaset yolculuğunda İzmir'de eli öyle çok rahat değildi.
Şöyle ki Kurultay öncesi 10 milletvekilinin imzalı bir bildirgesi oldu. Bunlardan bildiğim kadarıyla üçü İzmirli zaten. Sevda Erden Kılıç, Rıfat Nalbantoğlu ve Mahir Polat. Örgütsel geçmişi olan, örgütlerde önemli görevler yapmış olan bu üç isim Kemal Kılıçdaroğlu'yla o yarıştığı Kurultaydan itibaren Özgür Özel'e karşı muhalefet bayrağını bir türlü indirmediler. Yani o onlarla birlikte hareket etme şansı olmadı. Bu şans her iki taraf açısından da mümkün olmadı. İzmir milletvekillerinden çok sayıda ithal ya da kontenjan dediğimiz İstanbul merkezli ya da farklı illerden farklı partilerden isimlerin de dahil olduğu bir İzmir milletvekili listesi ile karşılaşmıştık. İzmir Cumhuriyet Halk Partisi açısından böyle rahatlıkla liste yapılan bir şehir ne yazık ki. Yani hem yerel seçimlerde hem genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi inanılmaz rahat liste yapabiliyor İzmir'de. Çünkü İzmirli bakmıyor. Yani CHP'nin listesinde kimler var? İşte bunlar gerçekten kentte mi oturuyor? İzmirli mi? Değil mi? CHP'li mi? Değil mi? Gözü kapalı oy veriyor Cumhuriyet Halk Partisi'ne. CHP Genel Merkezi de bu rahatlığı biliyor. Dolayısıyla böyle bir liste yaptı. Bu liste içerisinde gerçekten İzmir'de emek vermiş insanlar vardı. Rahmi Aşkın Türeli de bunlardan biridir. Mesela Ödemişlidir, iyi bir mülkiyelidir, DSP kökenlidir ama o da Özgür Özel ekibiyle siyaset yapamadı. O da oyunun dışında kaldı. İmzacı değil ama kaldı. Şimdi Rıfat Nalbantoğlu parti meclisinde, il başkanlığında görev yaptı. Sevda Erdan Kılıç gibi il sekreterliği yapmış, Partinin Gençlik Kolları il başkanlığı yapmış, Mahir Polat hakeza yine örgütlerde Bornova başta olmak üzere görevlerde bulunmuş. Geriye milletvekillerinden Ednan Arslan, Deniz Yücel ve Murat Bakan üçlüsü kalıyor.  Yerli milletvekilleri arasından söylüyorum. 

Bunların ikisini değişim kurultayındaki açık tavırlarından dolayı Özgür Özel ilk MYK'sını almıştı. İlk MYK'sına aldığı isimleri olağanüstü kurultaylarda değiştirmedi. Çok az öyle oransal olarak %3'lük 5'lik bir değişim yaptı. Bu Kurultay’da parti meclisine yine aldı. Çok çeşitli gerekçelerle MYK’sına tercih etmedi. Aralarında bir vefa ilişkisi vardıysa da değişim sürecinden kaynaklanan o borç ödendi. Bakiye kalmadı. İkincisi de Özgür Özel’in rakipsiz olması ve 1333 delegenin oyunu alması. Liderliği tartışmasız hale geldi. Delegelerin refleksi, Özgür Özeli inanılmaz bir noktaya taşıdı sayısal açıdan. Liderliği tartışılmaz hale geldi. 

ÖZEL’İN İZMİR’DEKİ DENGE POLİTİKASI

Yaldız şöyle konuştu: “Murat Bakan ve Deniz Yücel'in tercih edilmemesinde birinci faktör borç ödendi. İkinci faktör bu isimler yerel seçimde adaylık süreçlerindeki etkinlikleri nedeniyle yıpranmışlardı.  Farklı farklı ilçelerde yıpranmışlardır. Mesela Menemen'in kaybı bir parça Denizli Yücel’e yazmıştır. Murat Bakan'ın da çeşitli tercihleri olumlu olumsuz onun hanesine işlemiştir. Diğer taraftan kongre süreci yaşadı parti. Bu kongre süreçlerinde olağanüstü kurultaylar ve kongre süreçlerinde bu iki aktörün performansı ya da yarattığı sorunlar bir biçimde etkili olmuştur. Daha da büyük bir faktör var. Tabii ki Büyükşehir Belediye Başkanı. Yani Büyükşehir Belediye Başkanı aleni bir şekilde kurultay öncesinde bu isimlerin değiştirilmesi gerektiğinin altını çok kalın bir şekilde çizmişti. Medya üzerinden genel merkeze seslenmişti. İzmir'in İzmir'deki yapının değişmesi lazım demişti. Ben başarılı olduklarını düşünmüyorum demişti. Yani MYK'daki tercihin böyle olması yani şunu demiyor genel başkan Özgür Özel. Yani tamam sen böyle istiyorsun diye ben bu arkadaşlardan tamamen vazgeçmem. Parti Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin en önemli karar organı kurultaydan sonra. Kurultaydan sonraki en yetkili organ. Oraya alıyor. Tamamen oyundan çıkarmıyor. Ama A takımından, kendi A takımından İcra organından çıkarıyor. İcra organından çıkarıyor. Yani dolayısıyla hem Cemil Tugay'ın söylediğini yapmamış oluyor hem de yapmış oluyor. Bir çeşit denge politikası İzmir'de uygulamış oluyor.  Bir de PM’ye alınan Ednan Arslan var. Ednan Arslan daha çok İl Başkanı Çağatay Güç tarafından talep edildi güçlü şekilde. Aliağa'dan mahalle arkadaşlarını falan da PM’ye önerdi kimseye sormadan ama en önemli isteğinin Ednan Arslan olmuş ve bu konuda kısmen başarılı olmuş. Başarılı olmuşlar arasına il başkanını da güçlenmişler arasına il başkanını da yazmak gerektiğini düşünüyorum.”

ÖZGÜR ÖZEL ÇOĞU İSİMDEN DAHA FAZLI İZMİRLİDİR

CHP Kurultayı’nda PM ve MYK listelerinde Özgür Özel’in denge politikası uyguladığının açıkça görüldüğünü belirten Mustafa Yılmaz da şu bilgileri verdi: “İzmir’de Deniz Yücel ve Murat Bakan ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay arasında bir uyumsuzluk vardı. Tugay milletvekillerinin yerel sorunlara eğilmediğini sık sık söylüyordu. Kurultay’da da bu mücadelenin izleri görüldü. Özgür Özel’in denge politikası ile mücadelenin 1-1 berabere bittiğini görüyoruz. CHP MYK’sında İzmir örgütünden kimsenin olmadığı konusunda şunu göz önünde bulundurmak lazım. CHP’nin Genel Başkanı MYK’nın başı Özgür Özel çoğu isimden daha fazla İzmirli. Ortaokul ve liseyi Bornova Anadolu Lisesi’nde okumuş. Yüksek öğrenimini yine Ege Üniversitesi Eczacılık Bölümünde İzmir’de almış. Hayatının önemli bir bölümünde İzmir’de yaşamış. Zaten Manisa demek de İzmir demektir. Bornova’dan 20 dakika. Ben Özgür Özel’i de İzmirli sayıyorum. İzmir’in sokaklarını, caddelerini tüm sorunlarını çok iyi bilir. Şimdi 
çok olağanüstü bir dönemde bir kurultay yapıldı.  Her ne kadar olağan kurultay olsa da tarih çok olağanüstü. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yaşadığı çok olağanüstü bir dönem. Bunu göz ardı etmemek lazım.”