İzmir Kültürpark’ta İlber Ortaylı Kütüphanesi açıldı

ELANUR SARIKAYA/ EGELİ GAZETE-İzmir’in kültür ve sanat hayatına yeni bir değer katıldı. Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın adını taşıyan İlber Ortaylı Kütüphanesi, Kültürpark’ta düzenlenen törenle açıldı. Açılışa Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Bayındır Belediye Başkanı Davut Akarsu,  Kemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Türkmen, Bergama Belediye Başkanı Tanju Çelik , siyasi parti temsilcisi ve birçok vatandaş katılım gösterdi

İlber Ortaylı: “İzmir’de kütüphane yoktu, kitapçıdan ne bulursak onu okurduk”

“İzmir şehrinin başka özellikleri vardı. Fakat kütüphane yoktu. Kemeraltı’nda bir kitapçı vardı, her şeyi satan. Oradan ne bulursan onu okurdun. Sonra zamanla okuma gelişti. Kitap evleri doldu. Bugün kütüphaneler açılıyor. Ben burada geçerken benim adımla bir kütüphane açılacağını söyleseler kafayı yerdim.”

“Türkiye fakir değil, eksik olan kültürel yatırımlar”

“Türkiye fakir değil. Dün Nahçıvan’daydım. 200.000 kişilik bir şehir üniversitesi var. Üniversitede müzik okulu, konservatuvar var. İki tane. 150 kişilik senfoni orkestrası var. Bu İzmir’de olmayan bir şey. Olması lazım. Olması lazım. Yoksa besleyeceğiz. Yani Türk dünyasını besleyecek medeni bir nüfus var. Onları buraya celp etmemiz lazım.”

“Atatürk operayı kurmak için çırpındı”

“Sovyetler Birliği yıkıldığında Doğramacı Hoca Azerbaycan’ın müzisyenlerini doldurdu. Ankara’da piyano akortçusu bile yoktu. Hoca bile yoktu. Bugün bir sürü konservatuvar besleniyor. Bütün mesele o mezun olan çocuklarımıza iş bulmak. Atatürk operayı kurmak için o kadar çırpındı. İlk temsili göremedi ama kuruldu.

Bugün Opera mugannisi ve muganniyelerimiz daha dün telefon etti bana Mert Sünbü. Amerika’da ötüyorlar. Yani sen böyle bir kafes düşünebiliyor musun? Besliyorsun, besliyorsun altın sesli bülbülleri dışarıda ötüyor. Bunlar Atatürk Türkiye’si için utanılacak manzaralardır.”

“Bazı şeyleri yenilememiz gerekiyor”

“Bazı şeyleri yenilememiz gerekiyor. Nüfusu kabiliyetli bir millet, yaygın bir millet. Bazı şeylerden mahrum yaşaması hoş değil. Onu telafi edeceğiz inşallah. Bu millet kütüphaneleri hak ediyor. Çünkü benim gençliğimde gençlik dediysem lise çağı değil. Doçent olduğum yıl bile Türkiye’de Avrupa tarihine ait tercümeler çok sayılıydı, hatta yok idi. Bugün artık o sahada arası yapıştırma yapan gençlerimiz var.”

“Benim ismimin verilmesi iftihardır”

“Ben bunu bir başlangıç olarak kabul ediyorum. Benim ismimin verilmesi tabii ki benim için bedari iftihardır. Kendi kendime. İdari şeylerin ne olacağı belli olmaz. Bu memlekette günün birinde bakarsın bu kalır veya ismi değişir veya başka bir şey olabilir. Ama mühim olan buralara kütüphanelerin dolması.”

“İzmir metropol olmanın gereklerini yerine getirmeli”

“İzmir büyük bir merkez. Nüfusuyla değil ismiyle çekiciliğiyle öyle olmaya devam edecek. Belki artık o eski mahalleye gelişimiz gibi sıcak bir yere gelişi hissetmiyoruz. Geldiğimizde bir metropol var karşımızda. Ama metropolün de kendine göre bir niteliği olur. O niteliğini sağlar. Tabii ki kütüphaneler sağlar. Tabii ki operalar, tiyatrolar sağlar. Ve tabii ki mutfak sağlar. Mutfaktan yana bir şikâyetimiz yok. Operadan dolayı var.”

Cemil Tugay: “Türkiye kültür ve sanat okuryazarlığında geri gidiyor”

"Hocamız, Türkiye’nin kültür, sanat, okuryazarlık ve düşünce dünyası ile ilgili son zamanlarda geriye gittiğimizden, bu konuya devletin yeterince önem vermediğinden, kamunun yeterince bu alana kaynak ayırmadığından bahsetti. Ben ve arkadaşlarım şu anda İzmir’de halkın desteğiyle sorumluluk almış insanlar olarak inanın tamamen aynı düşüncedeyiz. O nedenle elimizdeki her imkânı değerlendirerek tekrar istenen kültür-sanat okuryazarlığı seviyesine yükselelim diye çaba gösteriyoruz.”

“İzmir sanatçı fabrikasıdır”

“Biz çok şanslıyız ki Türkiye gibi bir ülkenin yurttaşıyız. Daha da şanslıyız ki İzmir gibi bir şehrin hemşehrisiyiz. Çünkü kim ne derse desin, Türkiye ve Anadolu on binlerce yıllık medeniyetin bugün hâlâ hem insanların geninde hem toprağının, taşının her yerinde var olan miraslarıyla dolu.

Hiç kimsenin hissedemediği duyguları hissettiğimizi, hiç kimsenin söyleyemediği sözleri söyleyebildiğimizi düşünüyorum. O yüzden dünyanın en değerli, en özel yazarları, şairleri, sanatçıları bu topraklardan çıkıyor. Geçmişte de böyleydi, bugün de böyle. İzmir hâlen sanatçı fabrikası, bilinci yüksek, duygu yoğunluğu yüksek insanların şehri. O nedenle gurur duyuyoruz.”

“İzmir’in en uzun süre açık kütüphanesi olmalı”

“İki tane isteğim, hayalim var burayla ilgili. Birincisi, burası sabah erken saatte açılıp gece mümkün olan en geç saatte kapanmalı. Şehrin en uzun süre açık kalan kütüphanesi olmalı.”

“Bulunmayan kitap istenecek, kütüphane getirecek”

“Amerika’da eğitim için bulunduğum dönemde gittiğim bir halk kütüphanesinde, bir kişi aradığı kitabı bulamadığında kütüphane görevlisine gidip ‘Bu kitabı benim için alır mısınız?’ diyordu. Kütüphane o kitabı satın alıyor ve okuyucuya ödünç veriyordu. Hatta dünyanın her yerinden, başka dillerde bile kitap getirilebiliyordu.

Türkiye’de ilk kez biz bu uygulamayı başlatacağız. Bu kütüphaneye gelen herhangi bir kişi, aradığı kitabı bulamazsa görevli arkadaşlarımıza söyleyecek. Biz de o kitabı satın alıp ödünç vermek için okuyucuya sunacağız. Daha sonra kitap geri getirildiğinde herkesin kullanımına açık olacak. Şu anda 20 bin kitabımız var. Bu uygulama yayılırsa zannediyorum bir yıl içinde 100 bin kitaba ulaşırız. Bunu yapmak bizim için onur olacak.”

“Çocuklar için haftalık hikâye saati”

“Arkadaşlarımızdan ricam odur ki mümkün olan en kısa zamanda bana haftada bir gün, 15-20 tane ilkokul çağında çocuğa hikâye okumak için burada bir organizasyon yapın. Beraber güzel vakit geçirelim.”