Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin gündeme getirdiği kenevir yetiştiriciliği hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Şükrü Hazım Emiroğlu, “Kenevirin yasallaşması ile bu bitkiden çok yönlü faydalanabilme olanağı kazanmış olduk. Bu da ekonomimize büyük bir katkı sağlayacaktır” dedi.
Kenevirin faydalarının çok geniş olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ilk mezunlarından ve Ziraat Fakültesi emekli akademisyen Prof. Dr. Şükrü Hazım Emiroğlu, kenevirin geniş kullanım alanlarının ve faydalarının çok olması nedeniyle yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Emiroğlu, ”Sıcak iklim koşullarında ve verimli ve nemli topraklarda iyi sonuç veren kenevirin, yaklaşık 4 aylık bir yetişme periyodu vardır. Dekardan 600- 700 kg sap verimi alınmaktadır. Ot mücadelesinde yararlanılabilecek en uygun münavebe bitkilerden biridir” dedi.
Kenevirin kullanım alanları ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şükrü Hazım Emiroğlu, “Kenevir, tohumundan ve lifinden yararlanılan bitkilerden biridir; ayrıca lifi alındıktan sonra kalan sapı selüloz üretimi için önemli bir kaynaktır ve yakacak olarak da değerlendirilebilir. Yüzde 30- 35 yağ içeren tohumu, yağ üretimi dışında çerezlik ve kuş yemi olarak da kullanılmaktadır. Yarı kuruyan yağlardan olması nedeniyle boyacılıkta yeri olan yağı, tıbbi açıdan da çok değerlidir. Çok eski zamanlardan beri kenevir, uzak doğu tıbbının başlıca şifa kaynaklarından biri olmuştur. Saplarından elde edilen ve lif hücrelerine selüloz birikimi ile oluşan lifler, uzunluğu ve dayanıklılığı ile ünlüdür. Nitekim, Anadolu’da üretilen kenevir çuvalları çok dayanıklı olmasıyla bilinir. Bu ve bunun gibi pek çok tekstil alanında, ip, urgan, halat yapımında bu liflerden yararlanılır. Kenevirin ham madde olduğu alanlardan biri de kimya sektörüdür, plastik üretiminde kullanılır” diye konuştu.
Türkiye’de 1971’de ekimi yasaklanmış olan haşhaşın, yeniden üretimine başlanmasının kendisinin yazmış olduğu bir makaleye dayandığını ifade eden Prof. Dr. Şükrü Hazım Emiroğlu, ” Ülkemizde haşhaş ekimi yasaklanmıştı, ancak haşhaş üzerine yazdığım, basımda yer alan aydınlatıcı, yol gösterici makalelerim üzerine 1974 yılında yasak kalktı. Bu makalede, afyon üretimi için haşhaş kapsüllerinin çizilmeden hasat edilebileceğini, afyonun bu kapsüllerden elde edilmesi ile kaçakçılığın önlenebileceğini belirtmiştim. O zamandan beri haşhaş üretimi yapılmakta. Şimdi de kenevir için bir adım atılmış durumda. Kenevirin yasallaşması ile bu bitkiden çok yönlü faydalanabilme olanağı kazanmış olduk. Bu da ekonomimize büyük bir katkı sağlayacaktır” dedi.
“Denetim yapılmalı”
Kenevirin üretim sürecinden ve olumsuz olabilecek sonuçlarından bahseden Emiroğlu, ”İnsanlığın yararına kullanılabilecek çok yönlü bir bitki olmasına rağmen, kenevir, keyif verici bir madde bulundurması nedeniyle, çoğu yerde yasaklanmış veya üretimi kısıtlanmıştır. Kenevirin çıkış yeri Hindistan ve Pakistan bölgesidir. ‘Hint keneviri’ adını buradan almıştır. Kenevir aslında dioik diye tabir ettiğimiz erkek ve dişi bitkilerden oluşur. Erkek bitkilerin çiçeklerinin ürettiği polen tozları ile dişi bitkilerin çiçekleri döllenir ve tohum oluşur. Esrar olarak adlandırılan uyuşturucu tıbbi madde, dişi kenevirlerin uç yaprakları ve çiçeklerinin ön yaprakçıklarındaki salgı tüylerinden salgılanır. Kenevirin tabiatı dioik olmakla birlikte, dişi ve erkek çiçeklerin ayni bitkide olduğu monoik formlar ıslah edilmiştir ve Avrupa’da yetiştirilmektedir. Bunların esrar maddesi daha düşük olmakla birlikte, üretimlerinin denetimli yapılması gereklidir. Yasal düzenlemeler bunu sağlayacaktır.” diye konuştu.