Bir aile şirketinin kurumsallaşma öyküsü:
Mutlu aile, mutlu iş
Mutlu Metal ve Mutlu Marine üretiminin büyük bir bölümünü Avrupa için yapan iki önemli İzmir markası. Bu iki dev markanın dümeninde ise birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir aile var. Baba Çimen Atalay’ın temellerini 1980’lerde attığı Mutlu markası, kızları Gülesin ve Gülçin’in önderliğinde büyüyor ve gelişiyor. İkinci nesil ile kurumsallaşma yolunda önemli adımlar atan Mutlu markasının arkasında en değerli güç ise Anne Engin Atalay… İşte bir aile şirketinin gelecek nesillere nasıl taşınacağının örnek hikayesi…
Çimen Atalay… İyi bir eş, örnek bir baba ve başarılı bir iş adamı… Eğitimi yani asıl mesleği mali müşavirlik olsa da, O hep üretimi düşünen yaratıcı bir zeka ve anlayışa sahiptir. Cesur bir adım atar ve bir çikolata fabrikasında sorumlu olarak çalışmaya başlar. Sanayi sektörüne 1980 yılında Güzelyalı’daki küçük atölyesinde boy menteşe üreterek girer. 4 yıl sonra Emsan’dan tencereleri için kalıp talebi gelir. Ürettiği kulplar çok beğenilir. Sonrasında kendi ürettiği kalıpları kullanarak Emsan’a kulp üretmeye başları. 1995 yılına gelindiğinde Türkiye’de paslanmaz çelik tencerenin en büyük kalıp kulp tedarikçisi olur. Artık yurt dışına açılma zamanı gelmiştir. Çantasını alır. Arabasına atlar ve Almanya’nın yolunu tutar. Böylece ihracat serüveni başlamış olur. Almanlar ürünlerini çok beğenir ancak planlama ve kalite konusunda eksikleri olduğunu söyler. İşte eksik denilen atölyeden bir üretim tesisine dönüşmekle ilgili o adımları ailesi birlikte atar. 2005 yılına kadar büyük bir özveriyle tek başına ayakta tuttuğu şirket, özellikle kızları Gülesin ve Gülçin’in devreye girmesi ile daha dinamik bir yapıya kavuşmaya başlar. Çimen Atalay’ın kurucusu olduğu Mutlu Metal, üretiminin %95’ini Avrupa ülkeleri için yapan bir Dünya markasıdır artık…
Almanya seyahati dönüm noktası
İlk olarak 2005 yılında, yüksek öğrenimini Gazi Üniversitesi’nde Fransızca ve İngilizce öğretmenliğinde gören büyük kızı Gülesin çalışmaya başladı Babası ile… Okulunu bitirir bitirmez soluğu babasının yanında alan Gülesin, ilk deneyimini şu sözlerle anlatıyor: “2005 yılıydı. Babamla Almanya’ya fuara gittik. Bir baktım ki; dünya devleri ile çalışıyoruz. Benim için çok özel ve heyecan verici bir seyahatti. Almanya dönüşü Babam, ‘Sana ihtiyacım var. İthalat – ihracat departmanı senin’ dedi.” Dört elle, ciddiyetle işine sarılan Gülesin, eksiklerini görür, eğitimlere gider, kendini geliştirir ve bir yıl sonra Almanya’daki fuarda kendi stantlarını açarlar.
Yatçılık merakı işe dönüştü
Gülesin’den 2 yıl sonra ise Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bülümü’nden mezun olan Gülçin başladı Babası ile çalışmaya… O da ablası gibi en alttan başlar işe. Depoyu, üretim alanını görür. İşletmeyi tanır. Sonra satış bölümüne geçer. Ailenin yatçılığa merakı vardır. Hobi işe dönüşür. Kendi teknekleri için ürettikleri dümen çok beğenilince, gelen siparişlerin ardından 2008 yılında yeni bir mutlu markası olarak Mutlu Marine kurulur. Yatçılığa çok meraklı olan Gülçin Mutlu Marine’den “Benim bebeğim” diye söz ediyor. Mutlu Marine de Mutlu metal gibi dev bir marka haline dönüşür zamanla. Avrupa’daki büyük tekneler ve yatlar için için paslanmaz çelik aksesuarlar üretmeye başlar.
- nesil ile kurumsallığa geçiş
Derken Babaları Çimen Atalay, iki kızını karşısına alır ve “Siz bu işi devam ettirmek istermisiniz” diye sorar. İki kız kardeş “Evet” derler ve işe kurumsallaşma yolunda önemli adımlar atarak başlarlar. “Tek başına hiç bir şey, birlikte her şey” sözünden hareketle bir yeniden yapılanma projesi olan “ANKA Projesi”ni hayata geçirirler. Kurucu sağ ve sağlıklı iken iki kız kardeş 2. nesile geçişte önemli yol kateder. Kurumsal bir aile şirketine dönüşen Mutlu markasında operasyon kısmında bundan böyle profesyoneller iş başındadır. Almanların yıllar önce sorduğu İnsan Kaynakları, ARGE VE Kalite Kontrol gibi birimler de etkin bir şekilde işler haldedir.
Önce aile, sonra iş
Evli ve üç erkek çocuk annesi Gülesin Boyacıoğlu(38) ile yine evli bir erkek çocuğu annesi Gülçin Atalay Tunç(34) birbirinin jokeri konumunda. Onlar, şirketlerinden önce kurumsallaştırdıkları ailerine büyük önem veriyor. Kendilerine güvenen babalarının güvenini hiç bir zaman sarsmayan iki kız kardeş Anne olmanın sorumluluklarını da hiç bir zaman unutmamış. Zorlu zamanlarından her zaman birbirlerine destek olan iki kardeş, anne olduktan sonra daha disiplinli olduklarını ve zamanı daha iyi kullandıklarını söylüyor.
En büyük destekçileri
Bugün 150 çalışanı ile ülke ekonomisine katkı koyan şirketin yönetim kurulu üyesi olan Anne Engin Atalay ise kızları için tam bir rol model ve Eşi’nin en büyük destekçisi. Her zaman Eşi Çimen Bey’in yanında olan kızlarını gözeten Engin Atilay, yönetim kurulu toplantılarında da her zaman aktif olarak yerini alıyor.
Fotoğraaltı: Gülesin Boyacıoğlu, Çimen Atalay, Engin Atalay, Gülçin Atalay Tunç (soldan sağa)