İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Marmara Depremi’nin 20’inci yıldönümünde hayati bir rapor yayınladı. Raporda İzmir’in olası bir depreme karşı hazır olup olmadığı açıklandı.
Rapor’da şu çarpıcı tespitlere yer verildi:
İnşaat Mühendisleri Odası olarak deprem gerçeğini unutmadık, unutmayacağız. 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremleriyle ortaya çıkan her acının yükünü kalbimizde taşıyoruz. Yapı üretim sürecinin asıl unsurlarından olan bir meslek odası olarak, başta yerel ve merkezi düzeyde ülkemizi yönetenler olmak üzere; her kurum, kuruluş ve imza sorumluluğunu üzerinde taşıyan her insanın bu günlerde bir kez daha düşünmesini istiyoruz.
Bölgemiz 1. Derece deprem bölgesindedir. Yapı stoku açısından da kötü durumdadır. Bunları 1999 yılında yapılan RADİUS Projesi, 2009 yılında gerçekleştirilen “Afet Riskini Azaltma Sempozyumu” ve 2012 yılında yapılan Balçova ve Seferihisar Yapı Stoku Envanter Çalışmaları neticesinde söyleyebiliriz.
Marmara Depreminin 20. Yılında kentimizde deprem riskine karşı neler yapıldı diye bakacak olursak;
- Radius Projesi İzmir için bir kazanç olmuştur. Türkiye’de böyle kapsamlı bir çalışma ilk kez kentimizde yapılmıştır. Elde edilen verilerle bir Deprem Afeti Senaryosu oluşturulmuş, İlimizin depreme karşı kırılgan noktaları, ilgili Kamu ve Özel kuruluşlara bildirilerek önlem alınması istenilmiştir.
- 7-8 Aralık 2009 tarihlerinde yapılan “Afet Riskini Azaltma Sempozyumu”nda da Radius Projesinde ortaya konan risklerin ne durumda olduğu tartışılmış ve şu sonuçlara varılmıştır;
- Yapı Stoku Envanteri
- Pilot Proje Çalışması
İzmir’deki yapı stokuna örnek teşkil etmesi amacıyla 3 pilot bölgede toplam 1490 adet bina gözlemsel olarak incelenerek bir değerlendirme yapılmıştır.
- Kamu Binaları Envanteri
Eğitim binaları, sağlık binaları, diğer kamu binalarının envanteri yapılmıştır.
Mevcut yapı stoku envanterinin oluşturulması kentin tamamında yapılamamıştır.
- Örgütlenme
Bir kısım ilçelerde özellikle kent konseylerinin öncülüğü ile mahalle afet örgütlülüğü çalışmaları yapılmıştır.
Ancak master planında ön görülen afet riskinin azaltılması hususunda koordinasyon görevini yürütecek bir birim oluşturulmamıştır.
- Eğitim
Toplumsal bilincin inşası, bilginin yayımı ve kentsel hasar görebilirliği azaltmayı hedefleyen önlemler için halka temel afet bilinci eğitimi verilmiştir.
Valilik organizasyonunda yapılan;
* Temel Afet Bilinci Eğitimi
* Toplum Afet Gönüllüsü Eğitimi
* Broşür ve kitap yayınlanması
çalışmalarına Odamız tarafından da katkı koyulmuştur.
Eğitimlerin yaygınlaştırılmasında ve sürekliliğin sağlanması yapılamamıştır.
- Ulaşım
Hasar görme ihtimali olan yol/otoyol, demiryolu, metro ile üzerlerindeki köprü, tünel ve viyadüklerin mevcut durumu detaylı analiz edilerek gerekli görülenlerin öncelikle güçlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda Karayolları özellikle köprülerde güçlendirme çalışması yapmıştır. Büyükşehir Belediyesi de yeni yol ve kavşaklar yapmıştır.
Alternatif yolların araştırılması ve yapımı yapılamamıştır.
- Haberleşme
Haberleşme santral binalarında yer alan santral ekipmanlarının sağlam ve devrilmeyecek şekilde sabitlenmesi ve afet anında haberleşmenin kesintiye uğramaması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Bunlarla ilgili gerekli sabitlenme çalışması yapılmış ayrıca afetlerde il sınırları içerisinde kesintisiz iletişimin sağlanabilmesi için telsiz role istasyonu ve kule sayısı artırılmıştır.
Afet anında mevcut koşullara bağlı olmadan yeni alternatif koşullar oluşturulup devreye alınması tamamlanamamıştır.
- İçme Suyu ve Atık Suyu
İçme suyu ve atık su sisteminde yer alan boruların, ana toplayıcıların ve bütün bağlantılarının yeniden gözden geçirilmesi ve önlem alınması gerekmektedir.
İçme suyu ve kanalizasyon şebekelerinde asbestli çimento borular yerine uygun borularla değiştirilmiştir.
Kanalizasyon sisteminde zemin iyileştirme yöntemleri kullanılarak ana hatların deprem hareketlerine karşı güvenliği sağlanmıştır.
Mevcut koşullardan ayrı afette bir alternatif alt yapı ( içme suyu ve atık su hattı ) yaratılması üzerinde çalışmalar yapılmamıştır.
- Göletler ve Barajlar
Toprak dolgu barajlar veya rezervuarların mühendislik yapıları olmaları ve deprem hesabını içermeleri nedeni ile geçmiş depremlerde oldukça iyi performans göstermişlerdir. İzmir ve civarında yer alan barajların senaryo depreminde çok hafif zararsız hasar görebileceği, yıkılmadan fonksiyonlarını devam ettirecekleri öngörülmektedir.
- Tarihi Yapılar
Anıtların ve müzelerin depreme karşı takviyesi ile müzelerde sergilenen eserlerin depremden korunması ile ilgili önlemlerin alınması gerekmektedir.
Restorasyon ve onarım çalışmaları yapılmış bazı müzelerde sergilenen eserlerin depremden korunması için önlem alınmıştır.
Yapılan restorasyon ve onarım çalışmalarının çoğunda depremsellik boyutu dikkate alınmamıştır. Ayrıca halen bir kısım müzelerde sergilenen eserlerde depremden korunması için gerekli önlemler alınmamıştır.
- Planlama ve Kentsel Yenileme
Deprem etkilerini göz önüne alacak şekilde düzenlenmiş kent planlanması ve arazi kullanım düzenlemelerinin yapılması gerekmektedir.
İzmir Kentsel Bölge nazım imar planı yapılmış ve onaylanmıştır.
Kadifekale heyelan bölgesi Kentsel Dönüşüm projesi uygulamaya konulmuştur.
Sağlıklaştırma yenileme program alanları belirlenmiştir.
Kent içi yaşamda risk taşıyan bölgeler (envanter yapılarak) planlamaya alınıp kentin yenilenmesi yapılamamıştır
- Kentimizde yakın zamanda Afet Sonrası Toplanma alanları ile ilgili çalışmalar hızlanmış ve sayıları arttırılmıştır.
Ancak Afet Sonrası Toplanma alanlarında düzenleme ve altyapı çalışmaları yapılmamıştır.
- Kentimizde Afet Sonrası Barınma Alanları ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Yeni alanlar belirlenmiştir.
Ancak Afet Sonrası Barınma Alanlarında altyapı eksikliği, saha düzenlenmesi ve koordine çalışmalar yapılamamıştır.
- Yapı Stoğu Envanteri Çalışmaları
2012 yılında İBB’nin isteği ile Balçova ve Seferihisar da yapı stoku envanter çalışmaları yapılmıştır.
Ancak Yapı stoku envanteri tüm kentte yapılamamıştır ( 2012 yılında yapılan UDSEP e göre bu görev Belediyelere verilmiştir.)
- 6- TAMP İzmir (Türkiye Afet Müdahale Planı İzmir)
İlimizin afet müdahale planı yapılmıştır. Odamızın da çözüm ortağı olduğu planda, yılda bir masa başı tatbikatları yapılmaktadır. Ayrıca bizim koordinatörlüğümüzde Hasar Tespit eğitimleri ilgili kurumlar ile birlikte düzenlenmiştir.
Ancak Koordine eksikliği halen devam etmekte ve Afet anında kullanılacak “Aydes” programının işlevsel hale getirilmesi yapılamamıştır.
SONUÇ OLARAK;
1999 Depreminden sonra ülkemizdeki deprem riski ve önlemler hakkında bilgi eksikliği olduğu söylenemez.
Yeni bir “Bina Deprem Yönetmeliği” yayımlandı. Zemin durumunu ve fay hatlarını biliyoruz. Artık “ULUSAL DEPREM STRATEJİSİ VE EYLEM PLANINI-UDSEP 2023”ü güncelleyerek uygulamaya koymak gerekiyor.
2004 yılında Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın yapmış olduğu “1.Deprem Şurası” ve yine 2009 yılında aynı Bakanlığın yapmış olduğu “Kentleşme Şurası”na çok sayıda bilim insanı ve uzman katılmış ve son derece önemli çalışmalar yapılmıştır. Fakat devlet bürokrasisinin sürekli olarak değiştirilmesi ve “LİYAKAT ölçüsüne bağlı kadrolar yerine” söz dinleyen ve “arka bahçe” olan kadroların göreve getirilmiş olması; ayrıca “Rant anlayışının depremin” önüne geçmesi nedeniyle “deprem zararlarını azaltmak ve planlı bir kentleşmeyi” sağlamak için hazırlanan raporlar uygulama alanı bulamamıştır.
RADIUS Projesi çerçevesinde ortaya çıkan
“İzmir Deprem Master Planı” ve “Radius Sonuç Raporu”, İzmir’de olası deprem zararlarını azaltmanın temel koşullarını ortaya koymuştur. Bu projenin günün şartlarına göre güncellenmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır.
Radius Projesinin güncellenebilmesi için İzmir’in “Yapı Stoku Envanteri”nin çıkarılması gerekmektedir.
8 Haziran 2018 tarihinde çıkarılan imar barışı ile kaçak yapılaşmaya göz yumulmuş niteliksiz mühendislik hizmeti almayan yapı güvenliğini vatandaşının vicdanına teslim eden bir yapı stoku ortaya çıkmıştır. İmar barışı ile daha da sağlıksız hale gelen, yıkılmak için depreme dahi ihtiyaç duymayan yapı stokumuzun tamamıyla tespit edilmesi ve aciliyet arz eden bölgelerin bir an evvel kentsel dönüşüme tabi tutulması gerekmektedir.
Oy ve rant uğruna yeni İmar Barışları gündeme getirilmemelidir.
Yakın zamanda Denizli’de de yaşadığımız gibi deprem her an olabilmektedir.
Deprem bir doğa olayıdır, depremi afete dönüştüren ise yıkılan yapılardır. Yapıların yıkıcı etkisini azaltmak için;
- Mevcut yapı stokunun iyileştirilmeli, onarılmalı ve güçlendirilmelidir
- Yeni yapılacak olan yapılar; bilimin, tekniğin ve mühendisliğin ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde inşa edilmelidir.
Bu nedenle proje üretim sürecinden yapı üretim sürecine tüm evreler, konusunda uzman mühendisler tarafından denetlenmelidir.