Sağlıklı bir insanın günlük tüketmesi gereken tuz miktarının 5 gram (1 tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) olarak açıklansa da; birçok endüstrileşmiş ülkede günlük tuz tüketiminin 9-12 gram, ülkemizde ise 15 gram olduğu uzmanlarca rapor edilmiştir.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Tözün ile Araştırma Görevlisi Dr.Yeşim Karakaş, 5 gramdan fazla tüketilen tuzun, yüksek kan basıncı ile birlikte kalp hastalıklarını tetikleyerek inme riski oluşturabileceğini aktardı.
Tuz tüketiminin azaltılmasının kan basıncını düşürmeye yardımcı olacağı gibi, kalp-damar hastalıkları, inme ve kalp krizi risklerini azaltacağını belirten Doç. Dr. Mustafa Tözün, diyetteki tuz miktarının günde 1 gram azaltılması ile felçleri yüzde 5, kalp krizlerini yüzde 3; günde 9 gram azaltılması ile de felçleri yüzde 34, kalp krizlerini de yüzde 24 oranında düşüreceğini vurguladı.
“Her yıl 2,5 milyon ölüm önlenebilir.”
Dünya Sağlık Örgütü’ne üye olan devletlerin, 2025 yılına kadar tuz tüketimini yüzde 30 oranında azaltmayı planladığını belirten Doç. Dr. Mustafa Tözün, aşırı tuz içeren besinlere dikkat çekti. Doç. Dr.Tözün, “Ketçap, barbekü, tartar, salsa, hardal vb. soslar, cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır gibi atıştırmalık ürünler, fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, çekirdek gibi tuzlanmış kuruyemişler, aromalı-aromasız, doğal-doğal olmayan, gazlı-gazsız mineralli içecekler, evde hazırlanan turşu, salça, tarhana, yaprak salamurası gibi besinler aşırı tuz ihtiva eder. Bu besinlerden uzak durulmalıdır. Küresel tuz tüketimi önerilen seviyeye düşürüldüğü takdirde her yıl tahmini 2,5 milyon ölüm önlenebilir.” dedi.
İşlenmiş gıdalardaki tuz miktarı oldukça fazla!
Tuzu azaltma konusundaki doğru bilinen yanlışlara dikkat çeken Araştırma Görevlisi Dr.Yeşim Karakaş ise gündelik hayatta oldukça fazla tüketilen işlenmiş gıdalara karşı uyardı. Dr. Karakaş, “Birçok ülkede, diyetin içindeki tuzun yaklaşık yüzde 80’i işlenmiş gıdalardan geliyor. ‘Tuzlu yiyeceklerin tuzu tadarak anlaşılır.’ anlayışı yanlıştır. Tuzlu yiyecekler tadarak anlaşılamayabilir. Çünkü bazen tadı maskeleyen şekerler gibi diğer katkı maddeleriyle karıştırılırlar. Besinlerim tuz seviyesini bulmak için gıda etiketlerini okumak önemlidir. Öte yandan yiyeceklerin lezzetlenmesi için tuza ihtiyacı yoktur. Daha az tuza alıştıktan sonra, yemeğin tadını çıkarmak ve daha geniş bir lezzet çeşidini fark etmek daha olasıdır.” diye konuştu.
“Ambalajlardaki etiket bilgisi mutlaka okunmalı.”
Tuzu nasıl azaltabiliriz? sorusuna cevap veren Araştırma Görevlisi Dr.Yeşim Karakaş, gıda seçerken veya yemek yaparken dikkat edilecek basit önlemlere dikkat çekti. Dr. Karakaş,“Günlük 5 gramı geçmeyecek şekilde iyotlu tuz kullanılmalı. Ambalajlı besinlerin besin etiketlerinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Koruyucu olarak tuz eklenmiş bir besin tüketilecekse, salça, tuz eklenmemelidir. Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır. Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır.” dedi.