Prof. Dr. Yüncü “Toplum geneline baktığımız zaman herhangi bir bireyde ruhsal sağlık problemi olma ihtimali yüzde 20’nin üzerinde. Her 5 kişiden 1’i herhangi bir dönemde depresif atak geçirebilir, anksiyete bozuklukları ya da şizofrenik bozukluklar yaşayabilir”
Gelişen teknoloji ile insan ilişkilerinin ve ebeveyn ilişkilerinin farklılaşması, toplum içerisinde aile tanımının değişmesi ve yeniden tanımlanıyor olması ruh sağlığı ile ilgili sıkıntıların ön plana çıkmasına sebep olur” dedi.
Fatma Alayıldız-Aşkın Oben Akdoğan-Doğay Eser Akın
İZMİR(Ege Ajans)- Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Yüncü, “Gençlerin incinebilirliği ve hastalıktan etkilenebilirliği yüksek olduğu için ergenlik ve gençlik dönemlerinde onlara hassasiyetle yaklaşmamız gerekiyor. Gençlere yeni fırsatlar yaratarak, kendine ait bireysel niteliklerini ön plana çıkararak toplum içerisinde yer almalarını sağlamamız gerekiyor” dedi.
Toplumda ruh sağlığı ve ruh hastalıklarına yönelik farkındalığın ve anlaşılırlığın artırılması amacıyla 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim, “Dünya Ruh Sağlığı Günü” olarak kutlanıyor. 10 Ekim “Dünya Ruh Sağlığı Günü” ile ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Yüncü, önemli açıklamalarda bulundu.
Modern ve gelişen dünyada bireyin bir bütün olarak değerlendirilmesinin ve makinadan farkının ortaya konulmasının gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Yüncü, “Ruh dediğimiz olgu farklı anlamlar ifade edebilir fakat bizim tanımladığımız şekliyle, kişinin bedensel ve ruhsal olarak iyi olması durumuna ‘sağlıklı’ olmak diyebiliyoruz’’ dedi. Dünya Sağlık Örgütü’nün bedensel sağlık ile birlikte ruh sağlığının da önemine vurgu yaptığının altını çizen Prof. Dr. Yüncü “Ruh sağlığı önemli olmakla beraber aslında kişinin ruh sağlığı yerinde olsa bile sosyal beceri ve kişilik özelliklerini iyi kullanması da ruh sağlığı tanımı içerisindedir. Toplum geneline baktığımız zaman herhangi bir bireyde ruhsal sağlık problemi olma ihtimali yüzde 20’nin üzerinde. Her 5 kişiden 1’i herhangi bir dönemde depresif atak geçirebilir, anksiyete bozuklukları ya da şizofrenik bozukluklar yaşayabilir” diye konuştu. Çocukluk döneminde yaygın ruhsal bozukluklar ortaya çıkabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Yüncü, “Her yaşın kendine ait birtakım ruhsal hastalıkları olabilir, yaş ilerlemesiyle dikkat bozukluğu ve şizofreni depresif bozukluğu görülebilir” dedi.
“Gençlerin toplum içinde yer almalarını sağlamalıyız”
Prof. Dr. Yüncü, “Gelişen teknoloji ile insan ilişkilerinin ve ebeveyn ilişkilerinin farklılaşması, toplum içerisinde aile tanımının değişmesi ve yeniden tanımlanıyor olması ruh sağlığı ile ilgili sıkıntıların ön plana çıkmasına sebep olur. Artık günümüzde ruh sağlığı bozuk insanlar diye bir kavramdan bahsetmek çok da gerçekçi değildir. Ruh sağlığı hastalığının tanısı ne olursa olsun bu kişilerin de kesinlikle toplum içinde insanlarla bir arada yaşama hakkı vardır” diye konuştu.
Ruh sağlığı yasasının çıkmak üzere olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yüncü, Sağlık Bakanlığının ruh sağlığı ve rehabilitasyon merkezlerini de tesis etmeye çalıştığını belirtti. Prof. Dr. Yüncü, “İnsanlara eşit fırsatlar yaratmak, eşit eğitim hakkını vermek, ekonomik ve sosyal beceri açısından bireyleri güçlendirmek aslında ruh sağlığını koruyucu uygulamalarındandır. Gençlerin incinebilirliği ve hastalıktan etkilenebilirliği yüksek olduğu için ergenlik ve gençlik dönemlerinde onlara hassasiyetle yaklaşmamız gerekiyor. Gençlere yeni fırsatlar yaratarak, kendine ait bireysel niteliklerini ön plana çıkararak toplum içerisinde yer almalarını sağlamamız gerekiyor” dedi.