Ege Çevre ve Kültür Platformu, İzmir Depreminin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesinin emsal artışı kararı alarak kent suçuna ortak olduğunu açıkladı
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) İzmir Büyükşehir Belediyesinin deprem sonrası emsal artışı kararıyla rant konusunda kent suçuna ortak olduğu yönünde açıklama yaptı.
EÇEÇEP Yürütme Kurulu adına eş sözcüler Seval Ekşici ve Erhan İçöz imzasıyla yapılan açıklamada, 30 Ekim’de yaşanan deprem nedeniyle İzmir’de büyük can kayıpları yaşandığını ve binden fazla binanın yıkıldığı hatırlatıldı.
Doğal afetin ardından, afetzedelerin yaşama tutunma, normal hayata dönüş çabalarının başladığı, barınma probleminin sermayeye yeni bir rant kapısı fırsatı sağladığı belirtilerek, “İktidar, sermayeye bu konuda büyük destek olurken, İzmir Büyükşehir Belediyesi de emsal artışı için karar alarak bu kent suçuna ortak olmayı yeğlemiştir” denildi.
Belediye yetkililerinin uyarıldığı açıklamada şu ifade yer aldı:
“Yıllardır toplanan deprem vergilerini başka alanlarda kullanan iktidar, bu birikimlerle afetzedelerin yarasına merhem olmak yerine, müteahhitlere yeni konutlar yaptırtarak bunları depremzedelere, çoğunun ödeyemeyeceği fiyatlarla vermeyi önermektedir. Ödeyemeyecek olanları ise deprem acısının üzerine yoksullaşma beklemektedir. Büyükşehir Belediyesi ise bu konuda iktidardan geri kalmamak için, emsal artışı getirerek bir yandan müteahhitlere yeni olanaklar sağlarken bir yandan da kenti daha da betonlaştırmanın kapısını açmaktadır.
TMMOB’ya bağlı odaların aşağıdaki saptamalarına aynen katılıyoruz: “Onaylanan plan notu ile birlikte getirilen emsal artışları ile toplamda mevcuda ek %50-60 bağımsız birim artışına ve dolayısıyla nüfus artışına neden olunacağı ortadadır. Bu durum yeni altyapı, ulaşım, sosyal donatı, okul, otopark vb. ihtiyaçları yaratacak ve yaratılan yoğunluğun üzerine bu ihtiyaçları karşılayacak yeni alanlar oluşturulmak zorunda kalacaktır.”
EGEÇEP sözcüleri, İzmir Büyükşehir Belediyesinden piyasacı yaklaşım yerine, mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı disiplinleriyle ortak akla dayalı çözümler üretilmesini beklediklerini aktardı.
Yerel yönetimin her fırsatta, bilime ve çevreye duyarlı olduğunu vurguladığını, buna uygun olarak afetzedelerin sorunlarının çözümünde bunu somutlaştırarak ilgili meslek disiplinleri ve çevre örgütleriyle bir araya gelerek üretmesi gerektiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Gelecekte yaşanacak kaçınılmaz depremler ve sellere hazırlıklı olmak bunu gerektirmektedir. Bu kararın altına imza atan tüm yetkililer, İzmir’deki trafik sorunundan, koku sorunu olduğundan, altyapının yetmediğinden habersizler midir? Bu kent suçundan dönülmezse, gelecekte yaşanacak felaketlerin de baş sorumlularından olacaklarını vurgulamak isteriz. İBB’yi uyarıyoruz, meslek odalarının ve çevre örgütlerinin söylediklerini dikkate alıp bir an önce bu piyasacı yaklaşımdan dönerek bilimin ve ekolojinin yol göstericiliğinde kentimizin daha güvenilir bir yaşam alanı olmasını sağlayın. Aksi taktirde, gelecek afetlerden sizleri sorumlu tutacağımızın bilinmesini istiyoruz. Merkezi ve Yerel idarelere, depremzedelerin mağduriyetlerini kent suçuna yol açmadan gidermeleri çağrısında bulunuyoruz.”