Zeytin yenir, maden yenmez: İzmir’de 20 milyon, Ege’de 102 milyon ağacı yok edecek yasa
Dünyanın en prestijli yayın kuruluşlarının başında gelen BBC’de uzun yıllar üst düzey görevlerde bulunan Martin Esslin “Beyaz Camın Arkası” kitabında diyor ki; “Biz yayınlarımızda 8 yaşında bir çocuğun zeka seviyesini hedefledik.”
Biz de öyle yapalım. Yıllardır SİT alanlarının, yeşil bölgelerin, tarım alanlarının korunması gerektiğini yazıp, durduk. Ama korumayı başaramadık.
Öyle ki artık zeytin alanlarının bile madenler için feda edilmesinin önü açıldı. İlgili yasa TBMM İhtisas Komisyonundan geçti. TBMM’den geçmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Biz de Esslin gibi yapalım. 8 yaşında çocuğun anlayacağı şekilde açıklayalım.
ZEYTİN YENİR, MADEN YENMEZ. ZEYTİNİN YAĞI DA DÜNYANIN EN YARARLI GIDALARINDAN BİRİDİR. ZEYTİN AĞAÇLARINI KESERSENİZ AÇ KALIRSINIZ.
Savaşların, küresel ısınma krizlerinin olduğu bu dönemde dünyanın yakın gelecekteki en büyük sorununun su ve gıda kıtlığı olacağı konuyla ilgili uzmanların her raporunda yer alıyor.
***
Peki, dün TBMM İhtisas Komisyonu’ndan geçen yasa tasarısıyla neler olacak?
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi önceki dönem Başkanı Tevfik Türk’ün raporunda bakalım.
Bu düzenleme ile:
- Zeytincilik Kanunu, Orman Kanunu, Mera Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu gibi birçok temel çevre yasası devre dışı bırakılıyor.
- Maden faaliyetlerine karşı “engel” görülen tüm koruma statüleri tek bir Cumhurbaşkanlığı kararı ya da bakanlık onayıyla etkisiz hale getirilecek.
- Sit alanlarında dahi maden faaliyetleri için izin verilmesinin önü açılıyor.
- Kurulacak “Üst Kurul” veya özel yetkili mercilere çevre düzenleme, izin ve denetim yetkileri tanınarak yerel yönetimlerin ve halkın karar alma süreçlerinden dışlanması planlanıyor.
Bu Ne Anlama Geliyor?
- Zeytinliklerin 3 kilometre çevresine dahi maden ruhsatı verilemezken, bu yasa ile zeytinliğin içine dahi kazma vurulabilecek.
- Mera ve yaylalar köylünün hayvancılık yaptığı alanlar olmaktan çıkacak, taş ve kömür ocaklarına terk edilecek.
- Koruma altındaki kültürel varlıkların bulunduğu sit alanları, “kamu yararı” bahanesiyle maden şirketlerine açılabilecek.
***
Bu teklifin genel kurulda geçmesi durumunda, Türkiye’nin dört bir yanında doğa katliamları “yasal” hale getirilecek. Ekosistemler yok olacak, su kaynakları kirlenecek, çiftçi, köylü ve üretici topraksızlaştırılacak.
Zeytinin ana vatanı olan Türkiye, binlerce yıllık bir üretim kültürüne sahip. Öyle ki bu kültür inançlara bile geçmiş tarih boyunca.
Türkiye 914 bin hektardaki 205 milyonluk zeytin ağacı sayısıyla İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan sonra dördüncü sırada. Dünyadaki zeytin ağaçlarının yaklaşık yüzde 20’si Türkiye’de.
Türkiye’nin toplam tarım alanının yüzde 3 ünü zeytinlikler oluşturuyor.
İzmir’de 95 bin hektarda ve 20 milyon zeytin ağacı Türkiye’nin %10’u.
Ege Bölgesi’nde 480 bin hektarda 102 milyon yani Türkiye’nin yarısı.
Görüldüğü gibi bu yasa en çok Ege Bölgesi ve İzmir’i etkileyecek.
Yasa milyonlarca ağacın taşınmasını öngörüyor.
Oysa bilim insanları buna şiddetle karşı çıkıyor.
Zeytin iklim seçiciliği yüksek meyvedir. Eksi 8 derecede donuyor. Bu nedenle sadece Akdeniz iklim kuşağında yetişiyor
Yetiştirme alanı bu kadar sınırlı ve yüzlerce yıl ürün verebilen, kutsal, bilge, barış sembolü, sağlık iksiri ölmez ağaç olarak niteleniyor.
Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı tüketimi hızla artarken 500.000 zeytin üreticisi ailenin işsizler ordusuna katılması tehlikesi var.
***
Ege kıyılarında gezerken yorulup gölgesine oturduğu zeytin ağacının, Homeros’un kulağına şöyle fısıldadığı rivayet olunur: “Herkese aitim ve hiç kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.”
Zeytin, bu toprakların kültürüdür, tarihidir, geçim kaynağıdır. 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu ile koruma altına alınmış zeytinlikler yasa TBMM Genel Kurulu’ndan da geçerse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Zeytin alanlarının madenlere ya da imara açılması daha önce tam 10 defa gündeme geldi. Bu 11’inci girişim.
Haçlılar bile Anadolu’ya bu kadar sefer düzenlemedi.